Ciddiye alınacak kadar anlaşılmaz değil ki yaşam…
Masum olsa da popoya vurulan bir tokatla başlıyor insan; var olmaya. Bu dünyadaki yerini belirliyor emdiğin sütün kaynağı. ‘Soy’ adın olmazsa ne yaşadığını kabul ediyorlar ne de yaşamadığını…
Oysa mekanik bir gidip gelme işi, var olma sebebi. Günahı boynuna yaşarken; yasal yapıyor atılan imza varlığımızı. Kural dışına çıkmayı yasaklarken tüm öğretiler, cennette vadediyor sınırsız olanı.
Güç veriyor kadına doğururken, cismimiz, erkek içinse ispat meselesi. Hükmümüz yok aslında muhtaç olununcaya kadar. Büyüyüp ‘adam’ safında yer almamız bekleniyor insan olmamızdan çok.
Sadece bir an meselesi, aslında, bir nefes kadar yakınız son nefese. Rolümüzü beğenmesek de vazgeçmiyoruz oynamaktan. Küçük mutlu anlar yakalıyoruz seçemediğimiz ilişkiler ağında.
Yani anlayacağınız seçmediği ve alkış almadığını bildiği bir rolü ne kadar ciddiye alır ki insan… En iyisi boş verin sorgulamayı da seçilmiş hayatınıza devam edin. Sizin yerinize yaşamış tüm gerçeklerin üstünden geçin.
Son nefesinizi verirken -kimseye belli etmeden- bükersiniz dudağınızı…
Görsel ve Anlatı:
Ömer AYDEMİR