Seninle, şiddetli rüzgarların olduğu bir okyanusun dalgalarının vurduğu bir ağaçta karşılaştık ilk defa… Görünce hemen tanıdım. Saçların saç kurutma makinesinde şekillenmiş gibi dağılmıştı.
Biliyor musun hep yana hem ortadan ayrılmış hem toplanmış hatta dayanamamış mekânı terk etmiş saçlılar gördüm ama hiç yamuk duruşlu saçları olan biriyle tanışmamıştım. Önce garip geldi, hatta tuhaf ama tanıdıkça benim içim gibiydi saçların. İlk görüşte aşk gibi. Önce ben tanımalıyım isterdim hep ama bu sefer seni her şeyimle tanıştırmak istiyorum.
Sana bir şey söyleyebilir miyim?
Salı, Perşembe, pazar günleri buluşabilir miyiz? Hatta sana söz, çok vaktini almam sadece 21 .30 ile 23.30 arası buluşuruz. Ne konuşacağız dersen eğer onu bana bırak. Bak seni mahalleme götürüm bazen çay içeriz Hasan Bey’in balkonunda bazen de Uhri Bey’in yazılarını okuruz bankta. Ha şu var eğer istersen kankalarım Hakan ve Ayda var onlarla da tanıştırırım seni. Korkma! Aşk gibidir bizim mahalle herkes kendi halinde ama herkes heyecanla yaşar her şeyini. Bak mesela üniversiteden Bengü var arkadaşım. Onu tanımanı çok isterim. Biz bazen onun evinin kütüphanesine ziyarete gideriz. Defterlerini okuruz, okul yıllarından kalan yazılarına hayranızdır. Notlarını okusan kaç üniversiteyi bitirirsin de şaşırır kalırsın.
Ya bir dur bakim sana …
Ne güzel saçların var senin.
Dedim ya; bana, benim içime, evde yapılmış ekşi yoğurduma, namazda secde duran anneme, daldan dala uçan en sevdiğim yarasaya, eski bir evin duvarındaki yamuk tabloya benziyorsun.
Benimle, şunu bilmeni isterim ki, asla sıkılmayacaksın, buna emin ol. Kimin kapısını çalsan buyur derler hatta bir ‘O Ben Değilim ’ Abi var adını sor o ben değilim der de aslen Hakanmış adı ama ne desen ben değilim diyor. Ne yaparsın yamuk duruşlum…
Ben değilim diyorsa sensin diyemeyiz ya. Mahallemde herkes buğday başağı gibidir tıpkı… Hasan amca gibi. Sen bakma öyle balkon sandalyesinde oturduğuna, sözü yerinde ağırdır. Hani derler ya “dost, sözüyle sınanılan kişidir” diye, ağlanacak omuzdur diye… işte tam da öyle bir adamdır. Eşi sağ olsun arada su çay getirir de hem gelen geçenle sohbet eder hem de derin derin düşünür.
Dedim ya mahallemde hiç sıkılmayacaksın diye. Bizim mahalle sırlarla dolu bir tablo gibidir. Tabloyu herkes görür, tablo üzerindekileri de herkes görür de tablonun arkasını sadece yamuk duranlar görür. Sırlar tablonun arkasındadır, tüm kapılar da tablonun duvarında gizlidir…
Eğer istersen haftada üç gün seninle benim mahallede gideriz belki elinle, gözünle hissedemediğin ama gönlünle hissedeceğin bir şeyi keşfedeceksin. Yamuk duruşlum, seninle öyle çok şey yapmak istiyorum ki bazen biri, diğeri, öteki, beriki olan ağacımıza tırmanıp yarasa gibi sallanmak istiyorum. Bazen de halıya yatan çocuklar gibi gökyüzünü izlemek istiyorum seninle.
Yamuğum, görünce hemen tanıyacağın bir mahalle sakinimiz daha var. Sakin dedim de laf aramızda beraber fotoğraf çektirsen bir daha asla unutamazsın. Öyle bir kahkaha atar ki cennetten müjde geldi sanırsın. Neden hemen tanırsın dedim biliyor musun ? Saçları tıpkı senin saçların gibi yukarı bakıyor.
Uhri Amca’nın saçları gibi kendisi de sözleri de yamuktur. Unutturma ondan bir hikâye dinlemiştim sana da anlatsın. Sadece şunu söyleyebilirim sırrını kaçırmadan. Bir gün eskiciden bir fotoğraf almış kimin fotoğrafı onu ondan dinleriz.
Konuşamadığı tek yerin yaptığı yayın olduğunu söyleyen arkadaşım Ayda’yı hemen tanırsın. O isterse neler anlatır neler ama sohbetinin sonunda bir konuşturmadınız demeden de duramaz. Dedim ya sana, mahallem güzeldir mahallem özeldir ve mahallemde herkes özgürdür. Herkes istediği zaman istediğini, istediği gibi konuşur. Seni görünce her gün tanıyormuş gibi davranacaklar, için ısınır hemencecik. Asla kabak tadı vermez bunu da unutma. Bu ara da bu mahalleye nasıl geldiğini, nasıl denk geldiklerini anlatan yazılardan oluşan bir gazetemiz var hemen girişte. Ve sen de eğer istersen, daha iyi olmak gibi bir gayen olmadan geliş hikâyeni yazıp gazeteci Sedamıza bırakabilirsin. Bak sana mahallenin en meşhur adamını anlatmadım daha…
Merak ettin değil mi? Adı Mesut sadece onu söyleyebilirim… Biraz merak et bence çok marjinal bir adamdır… Ben her mahalleye girerken neler yaşayacağımı bilmeden gidiyorum inan kız. Hadi buyur gidelim … Herkes Yamuk Duruşlu merak etme. Sen, ben, onlar bir yamuk…
Bizde bir yamuk dururuz olur biter.
Buyur lütfen…
Ayşe Ümmühan AKBAŞ