24.06.2021
Soru: Dost nedir? Sizin için dost nedir?
Arzu: Vefadır. Kardeşliğin ötesine geçebilir. Uzaklık ya da mesafe engel değildir. Hata yapabilme hakkı verir. Dost öğretir. Dostluk herhangi bir şeyle yüzleşmeyi kolaylaştırır.
Ahmet: Paylaşımın özüdür.
Uhri: Bireyin kendi tercihiyle oluşturduğu bağlantısallıktır. Kimliklerimizin derinin-deki kişiliklerimizi paylaştığımız haldir. Çift taraflı bir oynama biçimidir. Peki belirli bir yaştan sonra neden zorlaşır?
Fatih: Feodalite devri sonrasında anlamını yitiren, vefa ile kurulan bir ilişki biçimi. Kapitalizmin bireyleri yalnızlaştırması ile ortadan kalkan ya da anlamı daralan folklorik bir değerdir.
Hasan: Karşılıklı seçilmiş kardeşliktir. Farklı bir bağ vardır. Gizli yaralarımızı açıp gösterebileceğimizi kişilerdir.

Friendship – Pablo Picasso
Kiper: Sırrımla sınandığım kişidir.
Ömer: Bazı dostlarla alınan bir gram tat, bir çuval keçiboynuzu yemek gibidir. Bazılarıysa kiraz gibidir.
Ayda: Arkamı döndüğümde kötülük yapmayacağını bildiğim kişidir.
Özlem: Teslimiyettir. Güven duygusunu içselleştirebildiğim kişidir. İnsanın çok tanışı, arkadaşı olabilir ama dostu azdır.
No one: Ben diyebildiğim herhangi bir canlı ya da cansızdır. ( Kişinin insandan geniş tanımıyla canlıların tamamıyla veya cansızların bütünleşmesi ile kurulan bağın dostluk olduğunu kastediyor. Burada benim dememesinin nedeninin sahiplikten uzak durma tavrı olduğunu da ekledi.)
Arzu: Dostluklar yaşla biçim değiştirir mi? Dostluk aslında nostaljik ögelerin tezahürü olabilir mi? Eskiye olan özlemin vücut bulmuş hali midir? Ağlayacak bir omuzdur. İnsan yeniliğe sandığı kadar açık değildir. Genelde değişikliği korkutucu bulur. Dostluk kişinin eskiye bağlı kalması olabilir.
Ahmet: İnsan gençken paylaşmak adına biriktirdiği daha az şey var. Yaş arttıkça deneyim ve biriktirdikleri artıyor insanın. Yaş ilerledikçe üstümüze giydiklerimizi çıkarıp çıplak kalmak zorlaşıyor. Tezat olarak yaş aldıkça deneyimlerimizin yankı bulmasını ve anlaşılabilmeyi daha çok talep ediyoruz. O yüzden eskimeyen dostluklara, daha önceden edinilmiş dostlara yöneliyoruz.
Ayda: Küçük Prens‘i de unutmamak lazım. Anılar pekiştikçe, dost sayısındaki değişime de bir bakmamız gerekiyor.

Uhri: Zaman içinde dost kıstası mı oluşturuyoruz? Narsisistik bir tutkalla kişiliğimizin üstüne adeta bir matruşka gibi parça parça oluşturduğumuz kimliklerimizin altına inmek zorlaşıyor. Belki de bu yüzden 12-18 yaşları arasında oluşturduğumuz dostluklar, dönemsel olarak kimliklerimizin sayısı görece daha az olduğundan daha kuvvetli oluyor. Dostluk da beşerin içinde olduğu tüm süreçler gibi dinamik bir süreçtir. Zaman içinde kişiliğimizden ziyade ardına saklandığımız kimlikler güçlenebiliyor. Dostlukların kimlikler üzerinden kolay oluşmayacağını düşünüyorum.
Özlem: Dostla iletişimde kelimeler pek ihtiyaç duyulmuyor. Kimi zaman insanın evladı ya da daha geniş benzetmeyle canının bir parçası gibi oluyor.
Burak: Hiç birine hançer verdin mi?
No one: Yaş aldıkça kötü ve iyi tecrübeler yaşadıkça bir kıstas oluşuyor.
Hasan: Yaş ilerledikçe kendimizi bir anda açmaktan geri duruyoruz. Parça parça açıyoruz. Bu da bir süreç, zaman alıyor. Eğer bu süreçte kendi terazimizde doğru olduğunu düşündüğümüz taraf ağır basıyorsa, dostluktan bahsedebiliyoruz.
Burak: Dostluk kıstaslarımız da değişiyor mu? Eskiye nazaran daha fazla sorumluluk sahibi olduğumuzda ya da mesela aile kurduğumuzda kıstaslar değişiyor mu?
Hasan: Yaş ilerledikçe hayattan daha fazla tokat yiyoruz. Daha fazla dayak yiyoruz. Belki de bu nedenle sorulmayan gerçeği şeffaflıkla ortaya koymaktan kaçınıyoruz.
Uhri: Aile, edinilen bir kimliktir. Kendi kimliğimizi ortaya koyabileceğimiz insan sayısı az. Dediğim gibi dinamik bir süreç dostluk. Bekârken yapılan dostluğun bir parçasında örneğin zamparalık varsa aile olunca başka bir şeye evirilmeyi başarırsa “ iyi ki varsın” demeye devam ediyoruz.
Özlem: Bana göre paylaşım zamana ve duruma göre değişir. Dost edinirken hesap, kitap yok, seçim yapmıyoruz. Kendiliğinden gerçekleşen en yalın hale geçme durumudur. Bana göre insanın yaratılış fıtratı kadın erkek dostluğuna müsaade etmiyor.
Uhri: Dostluk cinsiyetsiz bir kimliktir. Bu nedenle cinsiyetin buna engel değildir. Cinsiyet yaşanılan toplumda sosyal bir engel olabilir ama bireysel bir engel değildir.
Bilgi-sayar: Karşı cinsler arasında bir gerilim var. Cinsiyet olarak cinselliği silmeden, kendi nefsinizi öldürmeden dostluk mümkün olmaz.
(Oturumun bu noktasında cinsiyetin dostluğun kriterlerinden biri olup olmadığı noktasında katılımcılar çeşitli fikirler beyan etti.)
Kiper: Dost bizi bizden bile iyi tanıyandır. İnsan yargılanmak istemediğinde ya da o yargıyı kendine yük yapmak istemediğinde derdini dostu yerine yoldan geçene anlatmayı tercih edebilir mi?

Bilgi- sayar: İnsanın kendi bencilliğini ve kıskançlığını yenebilmesi gerekiyor dostluğun oluşabilmesi için. Bu nedenle Dostluk aslında ütopyadır. Kendimi teslim edeceğim, güveneceğim, tanıdığım ve beni anlayacağına inandığım bir insan… İnsanın insanı anladığına, tanıdığına inanmak lazım önce…
Dost: 111.000 Liraya ihtiyacım var. Bunu bana veren kişi dost mudur? Dost bence arayıştır. Aşk gibi, diyalektik bir durumdur. Acı ve mutluluğu bir ara getirir.
Ahmet: ( Kiper’e cevaben) İçgüdüsel olarak yargılanacağımızı bile bile paylaşmak istiyoruz. Negatif tepkiye göğüs germemiz gerekeceğini bile bile yapıyoruz. Deneyimlerimizi paylaşarak tartışarak şifalanıyoruz. Yine de ban göre dostlukların bir başlangıcı olduğu gibi bir sonunun da olduğunu düşünüyorum.
Burak: Dostlukta koşullara bağlı olan bir çeşitlilik var. Kişinin kendini objektif görmesi mümkün değil. Bence dost acı söyler derken de kötü niyetten değil bu objektiflikten bahsediliyor. Dost kişi objektif ve iyi niyetli olandır.
Özlem: Dost ayna işlevi görür. İhtiyacım olduğunda duymam gerekeni söyler, ben de ihtiyacı olduğunda duyması gerekeni her şeye rağmen söylerim.
Fatih: Kanka, kardo, aşko… Bunları dostluğun içinde sayacak mıyız? Bizlerin yaş ortalaması otuzun üstünde. Objektif geri bildirime indireceksek bu isimlendirmeler karşılar mı karşılamaz mı?
Ahmet: İsimlendirme dilin akışı içinde geliyor. Dil de yaşayan evirilen bir kavram. Nasıl isimlendirdiğimiz mi isimlendirmenin algısı mı önemli olan. Bence anlamı daha önemli.
Gavur Hoca: Gerekirse pışpışlayan gerekirse hatasını yüzüne vuran kişidir. Kendini yanındayken kendin gibi hissettiğin, rahat hissettiğindir. Seni çok iyi tanır ve sever.
Burak: Kardeş belirliyorsun. Kazıklayabiliyor. Hançer saplayan dost değildir.
Dost Nedir?
Ayda: Konuştuklarımız sanki ebeveyn figüründen beklediğimiz davranışlara benzemiyor mu? Ben bağ kurmak, biraz daha farklı bir şey.

Bilgi sayar: Dost var mı?
Gâvur Hoca: Dost kelimesinin batı kültüründe bir karşılığı yok. Doğu medeniye-tinde bir karşılığı var. Zamanı içinde barındıran bir kavram dostluk. “Dost dost diye nice nicesine sarıldım, benim sadık yârim kara topraktır.”
Hamdi: Ebeveyn farklı, aile farklı, eş farklı, dostluk farklı. Sadece sevgi ve güven olması dostluk için yeterli. Diğer ilişki türlerinde bu yetmeyebilir. Bir de dostluk göze sokulmaz, parlatılmaz.
Gâvur Hoca: Bence istikrar da var. İstikrar dostluğun önemli bir boyutu.
Korel: Benim hayatımda eşlikçilerim var, arkadaşlarım var. Dostluk çok büyük bir duygu yükü. Zaman zaman kendime bile güvenemezken başkasına nasıl güveneyim? İnsan kendinin dostu mudur? Doğuya baktığım zaman dostluk, ruhani bir birliktelik göremiyorum. Doğuda da sessizlik eşlikçisiyle kendine olan ruhani dönüşü görüyorum. Hayatta yaşadıklarıma bakıyorum, dosta ihtiyacım var mı sorusu benim için havada kalıyor. Ben kendime dönüp bakıyorum, başkasına dostluk yapabilir miyim, ömrüm boyunca bunu sürdürebilir miyim diye. Cevap vermekte o kadar istekli değilim. Baktığım perspektife göre cevaplar çok değişiyor.
Kiper: (Korel’den hareketle) Kişinin kimseyi dost seçmemesi için siz bir neden bulabilir misiniz?
Gâvur Hoca: İlla bir dost olması şart mı?
Ahmet: İnsan insana muhtaç. Bağ ancak başka bir insanla kurulabilir. Paylaşım için de bir ikinci gereklidir. İnsan ancak başka bir insanla bir olur.
Gâvur Hoca: İhtiyaçların tatmini ile mi ilgili dostluk?
Şenol: Dostluk kavramı biraz göreceli bir kavram. Kardeşliğin bir tık altı. Arada kan bağı yoktur ama can bağı oluşur. Mevlana’yı hatırlamak gerekir. “Ben dostumu ne akılla ne kalple severim. Ben dostumu ruhumla severim.”
Vahdet: İnsanların hayatımızdaki yerleri farklıdır. Kardeştir can olan. Dostluk sadece bir roldür. Bu nedenle dostluğu kardeşlikle kıyaslamak uygun değil. Dostlukta güven vardır. Vakit geçirmekten hoşlanma vardır. Bağ vardır. Mahrem duygularını paylaşacağın kişi dosttur ama bu hayatta dosta rast gelmemek de mümkündür.
Hasan: Yaşam karşısında hepimiz hem şekil alıyoruz hem de şekil veriyoruz. Dostluk bu şekil değiştirme işine en estetik dokunuşu yapar.
Bonus : Dostluğa dair…
Biliyoruz ki size anlamlı gelebilecek çok şarkı vardır, biz sadece iki tanesi seçtik…
Geri bildirim: 062. Oturum: Kusur Nedir? - Yamuk Duruş