06.01.2022
Soru: Fiilleri konuşurken genel olarak zorlandığımızı birkaç oturumda test etmiş olsak da bugün yine başlığımız bir fiil olan seçmek. “Seçim” olarak başlık atmamızın nedeni, siyaseten “seçim” kelimesinin bagajı oldu. “Seçmek nedir, sizin için seçmek nedir?”
Uhri: Öncelikle tekil bir şeyden bahsetmiyoruz. Çoğul bir şeyden tercih de bulunuyoruz. Çokluğun içinden seçmek, akli bir iş ve bunu rasyonelize ederiz. Seçmeyi, akılcı bir tutum gibi gösteririz.
Ayda: Birçok şey de seçiyoruz kimi zaman da seçilebiliyoruz.
Hasan: Algılarımız dahilinde seçenek varsaydığımız şeylerin arasında tercihte bulunma işi. Algıyla öne çıkarma, birini almak veya diğerlerinden vazgeçmek veya sıralama yapmak olarak düşünebiliriz.
Barış: Beni binlerce kez düşündüren (kalbim mantık arasında) zorlu bir süreçten kararla çıkmak olarak tanımlayabilirim.
Erdal: Seçmenin ne olduğunu anlayabiliriz. Seçmek olmaktır. Bir reddediş de seçim olabilir.
Tunç: Birçok alternatif var. Kimi zaman içgüdüsel, kimi zaman da bunu yapabilmek için zamanımız oluyor. Doğru karar olup olmaması değil ama analitik, arasında karşılaşma yaparak seçiyoruz.
Kiper: Ortada bir kısıt varsa yaptığımız yine seçme işi mi oluyor? Âdem, Havva’yı seçmiş midir ya da Havva Âdem’i seçmiş midir? Kısıta uygun davranma davranmama işi de seçmek midir?
Uhri: Öfke gücünü korkaklıktan da saldırganlıktan da alabilir. Biz öfkenin rasyonel olup olmadığını düşünürsünüz ama öfkelenme eylemi her iki durumda da gerçekleşir. Düşünce gücü için de durum farklı olmayabilir. Tolstoy’un öykülerinde ya yeni biri şehre gelir ya da biri şehirden gider. Hitler’in Düşüşü (Çöküş ya da Der Untergang) filmine baktığımızda seçimlerin her zaman akılla yapıldığını söyleyebilir miyiz? Seçim yaparken, başlangıçta bizi harekete geçiren, dürtüsel arzular ve düşünceler oluyor. Bu fiiliyata dökülünce, sözcükler devreye giriyor ve akılcılık tarafına geçiyoruz.
Kiper: Fikirle, akılla ilgili olmayan seçimlerle ilgili olarak konuşurken de seçimleri akılla yapmışız gibi mi konuşuyoruz?
Hasan: Bir deneyimle, bütünün içinde seçimden ziyade bilinçle, zamanın ruhuna göre seçimler yapmaya çalışıyoruz.
Eyyüp: Fırsat maliyeti ve etki alanı birbirinden farklı iki kavram. Her seçim yeni yollar açıyor. Bir çorabı sevmenin maliyeti düşük ama bir eş seçmenin maliyeti yüksek. Biz sürekli olarak karar veriyoruz. Maliyeti düşük olanları otomatik pilota bırakıyoruz. İnsanda genel beklenti rasyonel bir seçim yapacağı yönündedir. Adam Smith, insan kendi için en rasyonel kararı verir, diyor. Yine de duygu, alışkanlık, geçmişteki deneyim, yanlış hesap vb. nedenlerle irrasyonel kararları da seçilebiliyor.
Mehmet: Benim için 5 yılda bir yaptığımız şey. Kaygılarımızı güdükleştirmek için yapılan seçimle kaygılarımızı azaltıyoruz. Seçmek, kendi gerçekliğini inşa etmektir.
Ferda: Nihayet ve bahane arasında yol ayrımıdır. Seçimler doğrultusunda tekâmül ediyoruz. Özgür irade olmayabilir. Bize, sen kimsin, diyen dünyaya tokat atmaktır.
Eyyüp: Gerçekliği oluşturan yapan eylem. Hem bir son hem bir başlangıçtır. Bütün maliyetlere katlama ânıdır. Örneğin eş seçimi diğer tüm olasılıkları kapatma ânıdır.
Doğan: Sartre, hür irade, seçim, varoluş. Varlığın; varoluşunun, özgürlüğünün biricik şartı seçmek. Arttırılmış gerçekte birebir görüyoruz. Cehennem başkalarıdır. Özgürlüğü kısıtlar. İnsanlar, toplama kamplarında bile kendilerine ait kurallar belirledi. Kendi varoluşlarını hisseder, varlıklarını olumlarlar. Varoluşumuzun altını çizer. Demokrasi, çoğulculuğun güzel gelmesidir.
Burak: Seçtiğimizi zannediyoruz ama her şey bir oyun.
Erkan: Seçkinci biriyim. Seçme konusunda büyük öngörüye sahip olmalıyız. Bu özgürlüğü zekâ verir. En iyi kokan gülü seçmek algıyla alakalı.
Kiper:Çorap çekmecelerimizdeki her şey seçilerek satın alınmıştır. Başka şeye uyumlanıp uyumlanmasına göre hayatımızda büyük kararsızlık yaşadığımız seçimler ile otomatik yaptığımız seçme işini tek potada eritmek sizce doğru mu?
Uhri: Arzularımızın egemen olduğu yerde yeğlemek veya tercih etmek fiillerini kullanıyoruz. Aristoteles’in insanları harekete geçiren 3 gücü; öfke gücü, arzu gücü (yeğlemek/tercih), düşünce gücü (aklı kullanırız).
Mr. Sporke: Akıl ve mantıkla bu işe girdiğimde mantıklı görünüyor. Aklı araçsallaştırıp; mantıklı hale getiriyoruz. İleriye doğru noktaları birleştirerek tahmin yapmak yerine, geçtiğiniz noktaları geriye doğru birleştirmek ve analiz yapmak seçimler için daha doğru fikirler verebilir.
Seçmek Nedir?
Eyyüp: Søren Kierkegaard’ı hatırlayalım. Hayat yalnızca geriye dönük bir şekilde anlaşılabilir, ama ileriye dönük bir şekilde yaşamalıdır. İnsan irrasyonel seçim yapar. Seçimlerimizi, duygumuz, yaşamışlığımız ve kafanızdaki dünya oluşturuyor.
Erdal: Seçimin, rasyonel olup olmamasından ziyade ahlaka bakan bir tarafı var. Etik, Aristo’nun etiği, bize insanın kendi günahlarını küçük görmesi, şeytanın oyunu. İnsanın rasyonelliği şeytanlıktan mı kaynaklanıyor?
Uhri: Max Weber’in 4 tip rasyonelleştirme söylemini hatırlayalım. Dürtü ile, içine doğduğu kültür ile, değerleri ile ve son olarak akıl ile rasyonelleştirme yaptığımızı söylüyor. Biz seçim yaparken aynı anda bu rasyonelleştirmelerin hepsini iç içe gerçekleştirip sonra aklımızla yaptığımızı iddia ediyoruz. Aklımız bize oyun edebilir.
Oli: Seçmek, bir seçenek gibi duruyor. Hata yaptıkça sana referans olacaktır.
Kiper: Ben bir şeyi rasyonelleştirmeye çalışırken neyi neye uydurmaya çalışıyorum?
Barış: İçimizdeki arzularımızı rasyonellik gerçekleştirmeye yaklaşırız. Rasyonelleştirince olanaklı hale gelir.
Hasan: Seçimimizi gerekçelendirmeyi geçmişe dönük olarak yapıyoruz. Bedeli karşımıza çıkıyor. Fayda ya da maliyetle açıklıyoruz.
Eyyüp: 1 saatte 2000 karar veriyoruz. ATP harcıyoruz. Enerji tasarruf için bir kısım seçimi otomatik yapıyoruz.
Kiper: Ne zaman karar vermekte zorlanıyoruz?
Eyyüp: Seçenek arttıkça karar verme zorluyoruz. Maliyet açısından değerlendirmek zorlaşıyor.
Kiper:Muhafazakâr olmak seçim yapmayı zorlaştırıyor mu yoksa kolaylaştırıyor mu?
Mehmet: Montaigne denemeler küçük parçalardan oluşuyor. Kendimize yabancılaşıyoruz. Beklenti, kıyaslar. Muhafazakarlık çok uğraşılacak bir şey. Bize bugüne getiren 1. ve 2. Dünya Savaşlarıdır. Dışa vurumculuk, Kübizm, Dadaizm gibi sanat akımları farklı bir şey üretip dünyada alan açmakla ilgili. Seçim cesaret isteyen, geliştiren, dönüştüren bir şey. Michel Foucault’nun “Hapishanenin Doğuşu” eserini hatırlamakta fayda görüyorum. Ortada kimse yoksa bile seçimlerin bükülmesi olasıdır çünkü birbirimize etkide bulunuyoruz.
Hasan: Maliyetler, karar vermeyi kolaylaştırıyor.
Ferda: Seçmenin boyutları. Farkında olmak, seçim algısı, seçeneklerin kullanımı, seçimin edimi. Etkileyen bir şey olursa sekteye uğrar. Özgürlükle ilgili olan bu eylemi kısıtlama ve vicdan etkiler.
Ayda: Nörobilimcilerin farklı bir yaklaşımı olmasına rağmen, rasyonelliği dışarıya atamadım. İnsan seçme, seçilme konusunda laboratuvar çıktıları ile karar vermiyor. Kokuyla, göz taramasıyla, işitsel taramayla bunu yapıyoruz. Yanıldığımız noktalar, tereddütler var. Benzer benzeri seçiyor.
Geri bildirim: 162. Oturum: Delilik NEDİR? - Yamuk Duruş
Geri bildirim: 080 &081 ve 082. Oturum: Zaman NEDİR? - Yamuk Duruş
Geri bildirim: 031. Oturum: İtiraz Nedir? - Yamuk Duruş