26.09.2021
Soru: Sabır nedir? Sizin için sabır nedir?
Selman: Sabrın olmadığını düşünüyorum ya da düşündürülüyorum.
Ceyda: Sabır; birine ya da bir şeye tahammül etmek, katlanmak veya alttan almanın uzun sürelisi gibi geliyor. Sürdürülebilir olmasını düşündürücü buluyorum.
Uhri: Tahammüle çok yakın bir kavram. Beklemekle birlikte kullanılması bizi zamana yöneltiyor. Sabır aslında; yüklenmek, katlanmak, ağırlığın altında ezilmek ile ilgili yani amelin kendisiyle ilgili. Doğadaki isimlendirmemiz belki bize yardımcı olacaktır. Sarı sabır otu olarak anılan bir bitki var. Burada sabrın yaptığı gönderme zamana değil, zor coğrafya şartlarında yetişmesinedir.

Peeling Potatoes – Bernard de Hoog
Recep: Arapça kökenli bir kelimedir. Üç harften meydana gelir. Bu harfler, bakış açısı, başlangıç ve sahiplenmeyi temsil eder. Sabır, bakış açınızla insanlar karşısında direnmek (emin olma) demektir. İnsan aciz bir varlıktır, onu güçlü kılan aklı ve zekasıdır. Problemleri aklımızla çözeriz. Aklımızı kullanmaya en büyük engel ise inançlarımızdır. Akli melekelerden inanmayı kullanan aklı kullanmaz. İnancı kullananlar fantezileri içinde yaşar ve sabrı bir teselli olarak görürler.
Seda: Kolaya kaçarak olumlamaya sabır diyoruz.
Tunç: Bekleme sanatı diyebiliriz. İnsanın olgunlaşma döneminde öğrendiği bir kavram olarak düşünülebilinir. Ne vakit nasıl harekete geçileceğine dair gaye oluşturulan zaman aralığı.
Mehmet: Sabır; etkilere göğüs germektir. Sabr-ı cemil güzel sabır.
Hasan: Sabrın birden fazla boyutu olduğunu düşünüyorum. Süreç boyutu olan kavramlardan bir tanesi yani zamanla ilişkili bir kavram. Pasif olarak karşılaştığımız şeylere veya olağanüstü olaylar karşısında gösterdiğimiz direnç olarak ortaya çıkıyor. Yine bizim etkimizin olmadığı bu pasif süreçte sabrı aktif olarak gösterdiğimizi unutmamız gerekiyor. Sabır aktif bir süreç yönetimi olduğunu düşünüyorum.
Kiper: Bir durumla ilgili sabır gösterdiğimizde o durumla ilgili dirayetli ya da dirençli olduğumuzu söyleyebilir miyiz?
Mahpeyker: Bana göre sabır unutmaktır. Hayatı kolaylaştırma adına unutmayı seçtiğimiz bir haldir. Umut etmek, beklenti ve hayal kırıklığı yarattığından unutarak bunun üstesinden gelmeye sabır diyoruz.
Kiper: Unutmak mı, yoksa alışmak mı? Ne zaman hatırımda değilse daha iyiyim demenin bir yolu mu?
Ceyda: Sabrı biz genel olarak olumsuz durumlarda kullanırız. Olumlu duruma sabır göstermeyiz. Olumlu olabilecek ya da kendimizi kandırmak istediğimiz durumlarda ‘Umut ederiz’.
Mahpeyker: ‘Unuttuğumuz zamanın’ olumsuz durum olmasına gerek yok.
Kiper: Sabır, felsefenin erdemli davranış olarak tanımladığı davranışlardan birisi. İnancın da yaslandığı kavramlardan biri sabır. Örneğin, belaya sabretmek mi, nimete şükretmek mi? Topluluğu yanlış yönlendirmek için de kullanılabilen bir kavram. Örneğin yöneticiler bu zor günlerin sabırla geçeceğini sıklıkla söylerler. İçinde bulunduğumuz çağ çok hızlı, kimsenin beklemeye tahammülü yok. Bu hız halinde sabrın için mi boşaltmak derdindeyiz?
Sabır Nedir?

Uhri: İçini boşalttığımız kavramlardan biri olduğunu düşünmüyorum. Zaten istesek de yapamayız gibi geliyor çünkü sabırda öznel bir durum var. Pasif bir duruş var, beklentiler barındırıyor. Eylemsizlik halidir. Balık avlayan kişi sabırla beklemez, beklenti barındırır. Bir durumun altında ezildiğimiz zaman kendimiz seçerek sabretmiyor muyuz?
Kiper: Güçsüz olduğumuz için mi sabrediyoruz? Altında ezilmesek sabretmeyecek miyiz?
Uhri: Hz. Yakup sabrı diye bir şey var. Felakete rağmen Allah’a isyan etmeyen, içine atıp susar. Duruma katlanmak, adapte olmaktır, sabır.
Mesut: Sabırdan bütün kitapları yedim, yuttum. Sabır; güç olarak, büyük bir güç. Sıkıştığın anda genişlemenin, anahtarı sabırdır der Rumi. Hızlı akan bir hayatta sabrın önemi daha da büyüyor. Hermann Hesse’tan Siddhartha’yı hatırlıyorum. Annemi hatırlıyorum… Boşlukta nereye gideceğini bilmeyen, atan parçasının insanın kendine yaklaşmasıdır.
Gavur Hoca: Başımıza gelen acı, zor, dayanması zor elimizde değiştireceğini ümit ederek süreci geçirme. Seni öldürmeyen şey güçlendirir, sabrı. Pasif bir bekleyiş olduğunu düşünüyorum. ‘Bu da geçer yahu!’ hallederiz. Ümit hali.
Kiper: Umudun olmadığı hayat kurgusunun çok da keyifli olmayacağını düşünüyorum.
Mahpeyker: Ben değişkenim, öteki her şey de değişken. Değişkenliğine de reaksiyon vermem gerekiyor, sebat/sabır iç içe girmiş durumda.
Kiper: Zulme direnmemek sabır mı?
Hasan: Zulmün karşısında aksiyon almak tahammül etmek sabırdır.
Uhri: Demokrasi tahammül etme rejimi. Zulüm, reaksiyon göstermeyip sessizce beklemek sabrın, mücadele yöntemi. Sabır taşı çatladı deriz böyle zamanlarda.
Ferda: Sabır kelimesi dayanma gücü direnç, metanet, sebat etmek. Ümit, tekâmül, tevekkül barındırıyor içinde.

Kiper: Sabreden, durumun değişmesini bekleyen, uzun vadeli düşünen bir fırsatçı mı?
Mesut: Bizim yaşadığımız yörüngede zamanıyla olmamasıyla ilgisi var. Sabır, kendi zamanımızı bulmamızı sağlıyor. Olma zamanımızı sağlıyor. Hayatın içinde güçlü olup, manipüle edebilseydik. İşler değişirdi. Anın içinde güçlü olmak, sabırlı olmak.
Kiper:Andan kopmamızın sebebi nedir?
Uhri: Sabır aklımızın ürünü mü yoksa duygularımızın ürünü mü?
Kiper: Bence aklın duyguya gem vurabilmesine sabır diyoruz.
Sabır Nedir?
Gavur Hoca: Duygu mu akıl mı, ben o kadar emin olamıyorum. İç içe geçmiş gibi geliyor.
Uhri: Sabır, akıl ürünü gibi duruyor. Savaş tekniklerinin içinde de sabır vardır. Akıl oyunlarının içinde de sabır vardır. Sabır, aklımızla verdiğimiz mücadeledir.
Kiper: Sabrın zıttı acelecilikse; acelecilik fırsatçılık mı?
Ahmet: Sabır, huzurlu bekleyiştir. His duygu arasında kendi irademizden ari bir durum, anlamdır. Sabra his olarak bakıyorum. Sabır silah gibi kullanılabilir.
Recep: Sabrın zıttı nedir? Sabretmenin zıttı bence inançtır.


Sabır, Sabır, Ya Sabır….
Bana da yaşamımın ilk yıllarında öğretilen, sabrın katlanmak gibi bir şey olduğu idi. Ne de olsa o yıllarda ne söz hakkım, ne bir seçimim, ne de bir kararım olabilirdi. Oysa ben de bir candım ve vardım. Var olduğumu hissetmek, hissettirmek istiyordum. Ama hayır, ben susmalıydım, ben ağzımı açmamalı, sorulmadan cevap vermemeliydim… Merak ediyorum acaba, kaç çocuk, kaç ergen, kaç genç bu tutumlara maruz kal-ma-mıştır?
İşte o zamanlardan kalma bir algı ile “sabır ve katlanma” benim için de aynı kaıya çıkıyordu. Oysa bunun böyle olmadığını, olmaması gerektiğini içimden bir yerden de biliyor ve isyan ediyordum. Aklıma gelmişken İsyan o zamanlarımda en iyi arkadaşım olan duygugumdu. Varlığımı ancak bu duyguyla hissedebiliyordum ve pek çok şeye KATLANAMIYOR, ama susuyordum! Tabii geçici olarak, çok şükür ki 🙂
Neyse ki bunun sabır olmadığını geç de olsa kavradım. Arada olanları hızlı sarmak, okuyucunun sabrını zorlamamak için iyi olur kanımca. O nedenle sadede geliyorum ve diyorum ki benim için sabır, insanın kendisi için bir hedef belirlemesi, o yolda yapacaklarını planlaması ve sonra sabırla, pes etmeden, yılmadan, yorulmadan, sonunda elde edeceği başarı veya tatmin için yapılacakları yapma dirayetini, disiplinini göstermesidir.
Örnek mi? Evet çok örneğim var ama sizlerle en son ve en sevdiğim örneğimi paylaşmak istiyorum. Bir gün hiç bir neden yokken veya önceden planlamamışken bir müzik mağazasına gidip bir klasik gitar aldım. Ve… yolculuk başladı. Sabırla tam 4 yıl devam etti, sani bir konservatuar öğrencisi gibi her gün, en az 4 saat pratik yaptım. Sevgiyle, heyecanla ve sabırla… Çünkü şunu biliyordum. Yaşımın, geç kalmışlığımın, diğer insanların küçümsemesinin veya eleştirmesinin hiç bir değeri veya önemi yoktu. Sadece isteğim, çalışkanlığım ve heyecanım vardı. Sevgili dostum sabır da yanımdaydı. Elbette ki 55 yaşında biri olarak bir virtüöz olamayacağımın bilinciyle, her şeye rağmen devam ettim. Bir kez bu sevdaya tutulmuştum ve… bir gün sonuç beni tatmin etti. Çünkü kendi parmaklarımdan çıkan melodileri dinleyebiliyordum ve bu dünyanın en güzel müziğiydi sanki 🙂
Sonuç olarak benim için sabır yaratıcılık, üretkenlik ve mutluluktur diyebilirim. Sevgiyle… İnci