03.08.2021
Soru: Bir süredir sosyal medya kullanıcılarının kullandığı bir terime hepimiz öyle ya da böyle aşinayız: “Duyar kasmak” Bu dönüşen dünyanın kendi dilinde oluşturduğu ve geleceğe aktarılma potansiyeli yüksek deyimden hareketle bu oturumda “Duyarlı Olmak” nedir, sizin için duyarlı olmak nedir sorularına cevap arayacağız.
Ayda: Bence duyarlı olmak sadece insanla ilgili bir eylem değil. Bitkiye, hayvana, doğaya duyulan naifliğin eyleme dönüşmesidir.
Uhri: Sözcüklerle ifade olması mümkün olmayan beden diliyle anlayabileceğimiz bir kavramdan bahsediyoruz. Bu bir duygulanım, tutarlı olmak zorunda değil. Duygularda tutarlılık aranmak zaten anlamlı değil. Birey duygu durumunu üç kategoride inceleyebiliriz. Birinci kategori bireyin içe dönük veya dışa dönük oluşu. İkinci kategori olarak Çevresindeki olaylara ne kadar duyarlı? Üçüncü kategori olarak da bu duygularla ilgili olarak ne kadar aktif ne kadar pasifsiniz. Duyarlı olmak çevreye dönük olan kısmıyla ilgiliymiş gibi duruyor. George Berkeley, insanın varoluşu, var hissetmesi, algılamayla ilgilidir. Algılanıyorum öyleyse varım, diyor. Son olarak, duyarlılık insana bağlantısallık katar. İnsana, insan olma yolunda en fazla şey katan da kurduğumuz bağlantılar diye düşünüyorum.
Hazal: Ben duyarlı olmayı empati duymakla ilişkilendiriyorum. Haset duymamak hatta karşısındakiyle mutlu olmayı başarabilmektir. Yine de dozajında yapılması gerekiyor. Sınırı aşılınca psikolojik bir hastalık ile sonuçlanabilir.
Kiper: Duyarlı kalabilmemizin sınırı var mı? Kadın cinayetleri, orman yangını, sel, deprem… Sürekli duyarlı olmamız gereken olaylar vuku buluyor. Aralıksız duyarlı kalabilir miyiz?
Hazal: Önceliği saptarken en yakınınızda kim varsa ona göre saptıyoruz. Yangında önce kendi evini sonra komşunun evini söndürmeye çalışıyorsun. Biz, kendi akıl ve ruh sağlığımızı koruyamazsak, başka kimseye faydamız olmaz. Kendimizin stabil olduğu durumda önce en yakına, sonra elinizi nereye uzatırsanız. Dozaj sınır çok önemli.
Gürkan: İnsan olmakla ilintili, olduğunu düşünüyorum. Toplum içinde yaşanan bir yanlışa ya da o anda müdahale edebileceğimiz bir durum varsa müdahale etmeliyiz. Toplum ancak ben duyarlı davranırsam, etraftan güç alıp duyarlı davranmaya yönelir. Toplumu tetiklemeli ve cesaret duygusuyla beraber hareket etmeliyiz.
Kiper: Herkes sadece sözde duyarlı kesilince eyleme geçen sayısı azalmıyor mu? Eylemsizlik de sonuçta duyarsızlığa neden olmuyor mu? Böyle bir döngü var mı? Varsa nasıl kıracağız? Ya da kırmalı mıyız?
Uhri: Duyarlı olmak başka bir şey, duyarlı davranmak başka bir şey. Duyarlı olabiliriz ama bu her zaman aksiyon alacağımız anlamına gelmiyor. Kimi zaman insanın eyleme geçmek için çekinceleri vardır. Duyarlı davranmak bulaşıcı, bundan etkileniriz. Duyarlı davranışta bulunan insanlar genel olarak kararlı bir tutumun içindedir. Bizler kararlı insanlardan daha kolay etkileniriz. Pekiyi, Duyarlılık öğrenilir mi yoksa içimizde olan bir şey mi?
Kiper: Güzelce taklit edilebilir. Aksiyona reaksiyon gösteriyorsak; onun verdiği rahatı da geri çekebiliriz. Ne demek istiyorum örneğin Twitter’da “Kadına şiddete hayır” kampanyasına 1,2 milyon tweet atıldığında üstüne +1 olarak tweet atmak duyarlı olmak mıdır? Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesinden geri çekilmesine reaksiyon göstermemesi duyarsız olmak mıdır? Ya da “Nisa34’ e göre erkek kadının kayyumudur, İstanbul Sözleşmesine Hayır!” demek mi duyarlı olmaktır? Söylemeye çalıştığım, kendi aksiyonumuzu üretmediğimiz ya da sadece duygusal bir tepkiyle gösterdiğimiz davranışlar duyarlı olmak mıdır?
Yağmur: Duyarlı olmak bana göre bir tepkidir. Dinlerin fıtratıyla da evrimle de kişinin öz inancıyla da ilişkilenebilen duygularıyla ilgili olduğunu düşünüyorum.
Kiper: Biliyorum kulağınıza itici geliyor. “Duyar Kasmak”. Duyarlı olmakla, herhangi bir davranışı yineleyerek onay ve pirim devşirmeye çalışması ya da popüler olmaya çalışması çok karışmıyor mu? Sosyal medyanın popülerliğin üzerindeki etkisinin davranış düzenlemesini samimi duyarlı davranıştan nasıl ayıracağız?
Duyarlı Olmak Nedir?
Oli: Yaşam içinde anlamadığımız duyarı ölüm üzerinden anlamaya çalışıyoruz. Ölmek düşüncenin en hissiz hali… Düşünce günlüktür. Duygu duyardır. Hikâye buhran kurar.
İhsan: Kişinin kendi içindeki duygudur. Duyarlılık etrafında, çevrende varsa kendi içinde başlaması kolaylaşır. Öncülük yapmak ve kendinden taviz vermektir. Yapılan her türlü yanlışa tepki vermektir, bana göre.
Kiper: İyi bir tacir ya da yönetici olduğumu varsayın. Normalde etiket fiyatı 44.90TL olan ısıya dayanaklı eldivenler üzerinden ticari faaliyet yürütüyorum. Sonra, ticaret yaptığım yerde günler süren bir orman yangını başlıyor. Ben eldiven fiyatlarını 400TL‘ye çıkartıyorum. Bu arada biliyorsunuz ki ekonomik durumu iyi olmayan 100 aileye de sene boyunca yardım yapıyorum. Soru şu ben duyarlı mıyım değil miyim?
Ahmet: Bence duyarlı olmak, vicdanın dışavurumudur. Toplumda bu davranış kalıbının her eksende çok abartıldığına dair bir kanı yaygın kabul görüyor. Tarafımız belli olmazsa duyarsız olduğumuz düşünülüyor. Tarafımız konusunda fazla ateşliyse abarttığımız düşünülüyor. Bana göre kendimize soracağımız bir sorunun cevabıdır. ‘Bu yaşanan olay için şu an hissediyoruz?’ Tepkinin gerçekliğini nasıl ayırt edebileceğimizden çok emin değilim.
Yağmur: Kameralardan uzak yapılan davranışların samimi olduğunu düşünüyorum.
Hasan: Duyarlı olanın samimi olup olmadığını soruyla anlayabilir miyiz? Mesela Bir işin ucundan tuttu mu, sorusu eylemsel olup olmadığına yanıt olabilir. -mış gibi yapmak ile samimiyetle yapmak arasındaki farkı da gözlemleyebiliyoruz. Eylemcilerin duyarlı olmayı içselleştirdiğini düşünüyorum.
Ayda: Ben daha işin devamına bakıyorum. Zaman, samimiyetle ilgili soru işaretlerini gideriyor.
Ahmet: Borusan ekonomik kaygıları olan bir şirket. Bildiğim kadarıyla 10 sosyal sorumluluk projesi yapıyor. Ben projeleri yürütme şekillerinde samimiyeti gözlemledim. Aynı projeyle hem toplumsal fayda sağlamak hem de kapitalist sistemi mutlu etmek zor bir iş. Süreklilik arz ediyor ve bunu sağlıyorlar. Bu tip projelerin bir kişiye bile faydası varsa, bence yarardır. Pekiyi, duyarlılığı beyan etmek zorunda mıyız?
Uhri: Duyarlı olmak, başkasının algısı üzerinden konuşulamaz. Kişilerin bir konuda suç potansiyeline sahip olmaları başka bir konuda duyarlılık göstermelerine engel değildir. Duyarlılığın sosyal üzerinden tezahürü ve sosyal medya takip davranışları konusunda tehlikeli bir boyuta doğru kontrolsüz şekilde ilerliyor.
Hasan: Şunu unutmamız gerekiyor. Bu aralar daha sıklıkla gördüğümüz, dert edindiğimiz ya da tepki verdiğimiz/ vermek zorunda hissettiğimiz olaylar ve olgular ilk defa gerçekleşen şeyler değil. Bu olaylar daha önce de vardı. Haber kaynakları bu haberi verirse ancak bilgi sahibi oluyorduk. Sosyal medya bu sorunları yalnızca daha görünür kıldı.
Uhri: İnsanlık genel olarak yavaş da olsa iyiye gidiyor. İnsana güven görünürlüğü arttırıyor.
Hasan: Benim tek endişem, sosyal mecralar üstünden yürütülen Mikro-segmentasyon işlemleri. Çevrimiçi sistematik platformlar üstünden düzenlenen imza kampanyaları ya da çeşitli kampanyalarla elde edilen verinin üstünden duyarlılıkların suiistimal edilmesi endişesini taşıyorum.