17.10.2021
Soru: Bugünkü oturumda günlük hayatta sıkça kullanılan ve karşımıza çıkan bir kavramı anlamaya çalışacağız. Rüşvet nedir? Sizin için rüşvet nedir?
Ayda: Rüşvet, bence, 3. Kişi tarafı için etik olmayan davranış biçimlerinden biridir. Yaşadığımız ülkenin çarpık kollarından bir tanesidir. Her zaman ekonomik bir menfaat gibi değerlendirmemek gerekir. Kimi zaman “ bir gülümseme” ile bile rüşvet alınır/verilir ve üçüncü kişinin hakkı gasp edilir.
Hasan: Zor olduğunu düşündüğümüz işlerin/edimlerin gerçekleşebilmesi ya da kolaylaşabilmesi için gösterdiğimiz tutum ya da davranış biçimi olarak değerlendirebiliriz. Burada işle kastedilen “dünyevi işlerdir”. Genel olarak ekonomik bir alışverişin dâhil olduğu bir kavramdır. Bir komplimanın ya da gülümsemenin rüşvet olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği hususunda henüz net değilim.
Mehmet: Bence rüşvet, haksız yere fayda ya da menfaat sağlamaktır. Atasözlerimiz de karşımıza çıkan bir olgudur. Örneğin ‘Kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez.’ Ya da ‘Selam verdim, rüşvet değil diye almadılar.’ Biz de genel olarak kamu görevini ya da kişinin gücünü veya nüfusunu yanlış kullanması olarak karşımıza çıkıyor. Fuzuli’nin Şikâyetname eseri bu konu hakkında fikir sahibi olmamıza ya da ders almamıza yardımcı olabilecek bir eserdir.
Seda: Ben de insani olarak sıklıkla yaptığımızı düşünüyorum. Vicdan rahatlatması ya da sorun olarak görülen bir çocuğun gürültü yapmasını engellemek adına veya sessiz kalmasını sağlamak için çikolata vermek hemen hemen bütün davranışlarımızda karşımıza çıkan bir tutumdur.
Uhri: Bürokrasinin olduğu yerde bir tür finansal çıkar sağlamak için yapılan eylemler bütünüdür. Özünde bir alışverişe benziyor ancak sıradan bir alışverişten farklı olarak bir hiyerarşi gerektiriyor. Genelde alışverişte satıcı – aşağıda / alıcı –yukarıda konumlanıyor. Rüşvet söz konusu olduğundaysa alıcı, satıcı (rüşveti veren kast ediliyor) yer değiştiriyor. Bizim aşina olduğumuz ‘Efendi-Köle Diyalektiği’ rüşvette tersine döner.
Kiper: Şimdi olağan/sıradan bir alışverişte –dışarıdan pazara bir etki yoksa- alıcının ve satıcının etik olduğu düşünülür/ kabul edilir. Bu kabulden yola çıkarsan rüşvet, özünde “etik” bir alışveriş mi?
Uhri: Pek tabi, toplumsal ahlak normları açısından ahlaki değerlendirmiyor. Her bir birey için “ahlaki normlar” vicdani olarak değişir ya da dönüşebilir. Yine de rüşvetin, devlet işleyişinde, kişisel çıkardan, toplumsal çıkara dönüştürüldüğünü topluma kabul ettirerek devletin vergi almaya başladığını hatırlatmamız gerekir.

(Soliciting Votes – William Hogarth )
Cemal: İmtiyaz sağlamak için ya da karşımızdakini ikna etmek için takındığımız tavır veya tutum. Rüşvet söz konusu olduğunda taraflar arasında karşılıklı ikna gerçekleşir ve karşılıklı memnuniyet oluşur.
Saliha: Rüşvet, gerçeğe bir müdahale, gerçeği eğip bükme veya manipüle etmektir. Gerçeğe müdahale ettiği için “yanlış” diyoruz. Rüşvet ile ilişkimiz çocuklukta başlıyor. Sevgi bile rüşvet olarak kullanılıyor. Etik olmamasının yanında yasadışı bir davranıştır.
Tunç: Rüşvet almak, vermek, talep etmek aslında insanın yozlaşmasıyla başlıyor. “Rüşvet” parasal karşılık / hediye/mali değeri olan bir alışveriş ve etiğine uygun olmayan bir davranıştır.
Rüşvet Nedir?
Umut: “Rüşvet” olağan şartlarda mümkün olmayan bir işin, gerçekleşmesini sağlayan haldir. Bir rüşvet aldığı zaman, rüşveti veren kişiye kendine ait olmayan bir şeyi veriyor. Bu nedenle alışveriş olarak değerlendirmeyi uygun bulmuyorum. Genelde rüşveti alan, kendinden bir şey vermiyor.
Hasan: Sizce, teşvik primi rüşvete girer mi?
Umut: Kesin bir şey söyleyemem.
Tunç: Teşvik pirimi motivasyon amaçlıdır. Performans beklentisi ile ilgisi var.
Hasan: O zaman, bir şeyin gerçekleştirilmesinden önce taahhüt edilmesi “rüşvete” girer. Yani zamanlaması ve taahhüt içermesi durumu masumane hediyeleşmeden çıkarıyor.
Kiper: Şöyle diyebilir miyiz? Ameliyat sonrası doktora baklava alınması ya da zor bir davadan beraat kararı çıkaran avukata bir gömlek alınması rüşvet değildir. Bir beklentiyle değil bir sonuçla hareket edilmiştir.
Hasan: Zor olduğunu düşündüğümüz işlerde, önceden verilen bir bedel. Tabii zor olduğunu biz düşünüyoruz, zor olup olmadığını bilmiyor olabiliriz.
İhsan: Rüşvet alanı da vereni de ‘seveyim’! “Teşvik pirimi” olayı da büyük rüşvettir.
Onur: Teşvik primi bence duruma göre rüşvet olur. Mesela bizde adak adama diye bir şey var. Şu işim olursa kurban keseceğim, bu işim olursa çocuk sevindireceğim diyoruz. Şimdi İnandığımız Yaradan’a rüşvet mi teklif ediyoruz?
Kiper: Pazarlıkla edilen dualar da rüşvet midir?
Uhri: Eğer öyle bakmak isterseniz, fitre tutmadığın orucun rüşvetidir. Alan, veren ve dışardan bakana göre hepsinin algısı değişik olabilir. Fitreyi diyet ya da bedel olarak da görebilirsiniz rüşvet olarak da değerlendirebilirsiniz. Zekât vermeyi yine bu açıdan ahlaki normları yerine getirme rüşveti olarak da değerlendirebilirsiniz. Bedenimizdeki kimyasal tepkimelerde gerçekleşen enzimatik reaksiyonları bile rüşvet olarak değerlendirmek mümkün. Nasrettin Hoca’nın dediği gibi “herkes kendine haklı” Ahlaki normlarla bakılınca, rüşvet oldukça akışkan bir kavram.
Utku: Rüşveti güçsüz taraf, güçlü tarafa verir. Rüşvet doğası gereği “görünmez” bir şeydir. Görünür olduğu “para transferi” kısmı da gizli tutulmaya çalışılır. Haraçla ya da vergiyle rüşvetin farkı vardır. Haraç ya da vergi açıktan alınır, aleni talep edilir. Rüşvet açıktan ya da aleni talep edilmez, gizli gerçekleşir.
Kiper: Şimdi konuşulanlardan anladığım, olmaz diye düşünüleni oldurma, zor diye düşünüleni kolaylaştırma, yavaş olacağını düşündüğümüz bir şeyi hızlandırma gibi durumlarda rüşvet söz konusu oluyor. Pekiyi, sınırını nerede çizeceğiz, ekonomik değerde mi sınır belirleyeceğiz? Mesela günlük hayatta kompliman rüşvet mi? Ya da beklenti ile edilen iltifat rüşvet mi? İnsan ilişkilerinde karşınızdakinden bir şey istendiğinize bu davranışlar “rüşvet” kapsamında değerIendirilebilir mi?
Ayda: Bir şeyin rüşvet olabilmesi için, karşı taraftan bir çıkar sağlamak gerekir. Ya da normalde sizin olmayan bir şeye sahip olmak gerekir Komplimanın ya da kur yapmanın rüşvetle ilgisi yok, olsa olsa yalakalıktır.
Işık: Kamu otoritesinin, yasa hükmüyle, yetki sahibi yaptığı kişinin kararını etkileyerek elde edilecek yarar için rüşvet verilir. Rüşvet, kişinin yasa ile bağlı olduğu kararı etkiler.
Kiper: Seda’nın dediği gibi rüşveti çocuklara bizzat yetişkinler alıştırıp meşrulaştırmıyor mu?
Işık: Rüşvet, iradeyi bükmek ve sonucunda fayda sağlamak için verilir.
Umut: Kimi zaman da fiili durumun, hukuki duruma “ücret karşılığıyla” yasaya uyumlanması olarak da karşımıza çıkıyor, örneğin imar affı.
Işık: Kamu yönetimi ile halk arası etikliği tartışılır örtülü bir anlaşma şeklidir.
Kiper: Vergi affı çıkarmak da üstü kapalı rüşvet değil midir? Vergisini zamanında ödeyenleri zarar uğratmaktır. Vergi ödemeyene de fayda sağlıyor.
Tunç: Her iki tarafın da menfaati illegal -yasadışı- olduğu için gizli olmak zorunda değil mi?
Kiper: Daha eskiden, benim hatırladığım kadarıyla en küçük evraktan en büyük evraka kadar rüşvetin bir tarifesi – fiyat listesi- vardı ve bu genel olarak halk tarafından bilinirdi.
Hasan: İşlerin manüel yapıldığı zamanlarda basitten daha meşakkatliye doğru bir tarife vardı. Özellikle kamuda düşük rayiç bedellerden ya da hak edişlerden yüksek bedellere doğru gidildikçe rüşvetin tarifesi artardı.
Onur: Şimdi hep akçeli işlerden ve işlerin devamlılığından bahsettik. Pekiyi, hukuki rüşvetin de seviyeleri var mı? Bir de hukuk alanında rüşvetin cezası, diğer işlerdeki rüşvetin cezasıyla aynı mı?
Işık: Hukuk da kamunun içinde olduğu alanlardan birisi. Dolasıyla hukuk, rüşveti, yargısal ya da yönetsel diye ayırmıyor. Yaptığı tek ayrım, ağırlaştırıcı ya da hafifletici sebepleri var mı diye bakıyor.
Önder: Rüşvet, bireysel ahlaken, dinen ya da vicdanen kabul edilmez. Rüşvet alan da veren de bizden değildir.
Kubilay: Rüşvetin bir konu oluşturmaması için çocuklara, aileden başlayıp okulda devam eden etik kavram eğitimi gerekir. Ülke, millet, vatan kavramını sindirmek buna destek olacaktır. Rüşvet ve yozlaşma, toplumu etkileyen hastalıklardır.
Kiper: Çocuktan “yatkınlık” kazanmamız şaşırmamıza neden oluyor mu? Sizce, kültürel bir yatkınlığımız var mı?
Işık: Değer sistemini, anlık çıkarlara göre eğip bükmemek gerekir ama biz çocuklarımızı yetiştirirken bu konuda pek tutarlı davranmıyoruz.
Rüşvet Nedir?

Uhri: İnsanın özünde bencil bir varlık olduğunu unutmamız gerekiyor. Birey kendi bencilliğini korumak için rüşveti kullanmış ya da kullanıyor. Modern toplum, feodal topluma göre daha gelişmiş. Kanunlarla suç kabul edilmiş ve yaptırımla önü alınmaya çalışılmış. Yalnız, bugün hukuken suç olan rüşvet zaman içinde başka bir şeye dönüşebilir. Eskiden hapis cezası vardı şimdilerde para cezasına dönüyor. Daha önce de söyledim eskiden rüşvet olan bir durum bugün vergi olarak karşımıza çıkıyor. Değnekçiliğin yerini İsparkların almasına hep birlikte tanık olduk.
Kiper: Türkiye’de kapalı alanlarda sigara içmek yasak ama gerçeğin böyle tezahür etmediğini hepimiz biliyoruz. Toplum olarak denetim kalkınca, kanuna uygun davranmaktan kaçınıyoruz.
Işık: “Yaptırımların uygulanmaması” kanuni müeyyidenin zayıflığı ve genel ahlaki erozyon birleşince kaçınılmaz oluyor. Cezalandırmayan küçük “günahlarımız” kartopu gibi büyüyor.
Tunç: Türkiye yoksulluk algı endeksinde birincilik yolunda hızla ilerliyor. Bu da yetiştirilme tarzımızı oldukça etkiliyor.
Fatih: Örneğin Müzik saat gece 12.00 itibariyle yasak. Sistematik bir şekilde bu duruma uygun davranmayanlar var. Sistematik rüşvet çarkı var. İtiraz eden – dışlanıyor. Teşvik de ediliyor.
Kubilay: Bizim milletimiz, zeki, akıllı ve çalışkan. Yine de zekâyı kötüye kullanıyoruz. Hem ataerkil yetiştirilme hem de çevre faktörü ile bu özelliklerimizi kaybediyoruz. Anne/baba çocuğuna eğitim vermiyorsa devlet elinden almalı ama bizim için bu çok kolay bir değişim değil.
Kiper: Ben zeki değil de kurnazlık peşinde olduğumuzu düşünüyorum. Kurnazlık bir yöntem, zekâdan ziyade de niyetle alakalı bir durum. “Şark kurnazlığı” deyimini unutmamakta fayda var. Birine bir şeye göre kurnazlık zekâ kabul edilince asıl işlerin çığırından çıktığını düşünüyorum.
B Bile değil: Garsona baştan “bahşiş vermeyi” zaten rüşvet olarak kullanıyoruz. Sözcüğün mağduruyuz. “Kişisel kazanç/çıkarlar” için çok şeyden vazgeçmeye meyilli gibiyiz.
Mehmet: Rüşvetin ekonomiyle ilişkisi var. Ekonomik tutarlılık varsa, rüşvetin olmayacağını düşünüyorum. Malını gizlemeye çalışanların derdi az vergi vermek değil mi? Yeterince geliri olacağına inanan bu yola girer mi? Hediyeleşme söz konusu olduğunda taraflar arasında bir çıkar ilişkisi oluşturacak durum varsa hediyeleşme kanun kaide ve kurallara tabii olmalı ve bu çerçeve içinde gerçekleşmelidir. İnanç tarafına da bir iki şey ekleyeyim. Tanrıyla eğer kontrat yaparsan, boşluklar olsa da bu kontrata uymalısın. Bir de rüşvetin ya da mal kaçırmanın sistematik hale geldiği off shore olarak anılan hesapları da hatırlamamız gerekir. Bir de çocuğa bir şey yapması ya da vazgeçmesi için şeker vs vermek duygusal istismardır.
Ahmet: Rüşvetin benim için tanımı ahlaka mugayir menfaattir.
Kiper: Bu oturumda rüşvetin yaygınlaştığını hatta normalleştiğini ve genişlediğini tespit ettik. Günlük kullanımda nerede “nezakete” , “hediyeleşmeye” nerede kendi anlamı olan “rüşvete” denk geliyor ona baktık. Davranış kalıplarının kavramla ilgili nereye oturduğunu konuşmaya çalıştık. Teşekkür ederiz, tekrar görüşeceğiz!