069. Oturum: İftira Nedir?

Allegory_of_Slander_or,_Allegory_of_Fortune_Lorenzo Leonbruno - iftirayı anlamak için kullandığğımız görsel

21.11.2021

Soru: Bu yayında yine gündelik hayatta sıklıkla karşımıza çıkan bir kavramı ele alacağız. İftira nedir, sizin için iftira nedir?”

Mehmet: İftira, birinin yapmamış olduğu şeyi yapmış gibi gösterip, dillendirme eylemidir. İftiraya uğrayan ispat etmeye çalışır. İftira kişiyi zan altında bırakmak için yapılır. İlk tanım eksik kalmasın kimi zaman da kişinin yaptığını yapmamış gibi göstermek için de iftira tertiplenebilir.

Uhri: Bir öznenin diğer bir özneye yakıştırması, diğer özne hakkında söylemde bulunmasıdır. İftiranın dedikoduyla ilintili bir tarafı da vardır. Bir söylemin iftira olabilmesi için toplumda kabahat olarak algılanan bir şey olması gerekiyor. Toplumun genel algı değerlerine ters düşecek davranış içinde yer alması kurgulanır. Çamur atma, dedikodu, itham etme… İftira deyince aklıma gelen benzer ya da ilişkili ve yakın kavramlar.

Kiper: Soru için erken olacak ama iftira ile itham etmeyi birbirinden nasıl ayıracağız?

Tunç: Bizim coğrafyamızda oldukça tehlikeli bir sözcük. Negatif anlam içeriyor. Bel altı bir tanımlama da bulunuyoruz. Kasıtlı olduğu gibi masum da olabilir mi?

Calumny of Apelles – Sandro Botticelli

İhsan: Ağır bir konu. İnsanları insanlığından alıp götürüyor. İnsanın hayvanlaşması gibidir. Cezaevlerinde iftiraya uğramış masum insanlar var. Çamur at izi kalsın diyen atalarımızın bize çirkin mirası. Bir insanın geleceği ile oynamaktır. İftira ile yuvalar, evler yıkılır. Erkek cinayetlerinin çoğu iftiradan oluşuyor.

Ahmet: Bireyin, bir kişiye veya olaya karşı hiçbir fikre sahip olmadan, bilgisi olmadan, dile getirdiği olumsuz düşünce ve söylemlerin hepsini birden karşılayan kavramdır.

Ahmet Özcan: Psikolojik bir sorun olduğunu düşünüyorum. Kişinin acizliğinden kaynaklı olabilir.

Ayda: Ben de psikolojik bir problem olduğunu düşünüyorum. Vicdansız, kötü niyetli ve kasıtlı olduğunu düşünüyorum. İftira ile kastedilenin sonucu “kaos” getirir.  Yaratılış problemlerine yol açıyor ve sadece bir söylemden oluşmuyor. Söyleyenin ya da atanın inandırması da gerekiyor. İnandırmadığı sürece yalan olduğu düşünülüyor.

Hasan: Tanımlarda hep tekil bir özneden bahsedildi. Yalnızca öznenin bir özneye değil kimi zaman da özne gruplarının özne gruplarına ait bir suçlamayı dillendirme ve delil yaratması olarak da karşımıza çıkabiliyor. Patolojik bir tarafı var. Sosyolojik olarak pozisyon almayla da ilgili bir tarafı oluyor.  İnançlar tarafında da bir pozisyon almak için ortaya çıkabiliyor; din-Mezhep siyaseti bu kavramı kullanarak dünyayı anlamaya meyilli oluyor.

Hakan: Bu kavramın bir akıl ürünü olduğunu unutmamamız gerekiyor. Yalnızca birinin ya da birlerinin aklına gelmesiyle gerçekleşmiyor. Bir devamlılık ve delillendirme, sürekli bir üretim var. İftirayı bu nedenle anlık bir ürün olarak görmemiz gerekir.  

Kiper: Kavramın bir niyetin ürünü olduğunu ve sonuçlarının hoş olmadığından bahsettik. Pekiyi, niyetin sahibi bu sonuçlardan haberdar mıdır? Bu iftirayı düşünenin, sonucu düşünüp düşünmediğini düşünmeliyiz. Bence iftira, kötücül söz söylemenin en güçlü hali. Kişilerin çıkarları doğrultusunda iftira atıldığını düşünüyorum. İnsan çıkarı dışında başka hangi nedenle iftira atma ihtiyacı duyar?

İftira Nedir?

Slander and Punishment – Salvodor Diaz

Mehmet: insanda arzu, istek gibi bazı duygular var. Sosyal medyada yalan hızlı yayılır. Olayı tartmak, epistemolojik bakmak gerekiyor. İftira hedefe varmak için uğraş, nasıl ayıklanır, nasıl düzeltilir. Değer yapılarımıza bakmamız gerekir.

Hakan: Erkek cinayetlerinde, öldürülen kadının öldürenle ilişkisi olmadığı durumlarda sıklıkla karşımıza savunma savı olarak çıkıyor.

Hasan: Örneğin dinle ilgili karşı tarafındakine iftira ederek müşteri toplamayla ilgili menfaatleri üzerinden ilgileniyor.

İhsan: İnsanların hayatını etkileyen bir şey, bir fertten ziyade bir aileyi olduğu gibi etkiliyor! İnsanın içine kurt düşürmesi, fitne, olduğun çevreye bağlıdır. Çözmek için bir sürü olayın altını araştırmak gerekir. Bir de haset duygusu da neden olabiliyor. Bir insanın bir insanı istememesiyle bile gerçekleşebiliyor.

Ahmet: Kişi kıskançlık, menfaat duyabilir. İftira da hesaplama ve öngörü de var. Genelde inandırıcılığın olduğu bir yerden bunu yapmayı tercih ediyor. Duyanlar da inandığı için iftira atmaya devam ediyor. İftira atıp kazanç elde edip ayıplanmıyor. Bu kavramı değersizleştirdiği için karşılığının olmadığının bilse bunu yapıyor.

Kiper: Twitter’da re-tweet etmeyi ele alalım. Günlük hayatta bu eylem bir cümle üzerinde birikince inandırıcılığı ya da sahicilik algısı artmıyor mu? Kimi zaman kaynağına gitmeden, biz de bilgiyi yayarak çanak tutmuyor muyuz?

Ahmet: İnsanlar siyasi ya da insani refleks olarak tepki vermeye eğilimliler. Bilginin gerçekliği konusunda hassas davranmıyoruz. Aklımızdaki yanlışa karşılık vermek yerine sunulan yanlışa ortak oluyoruz.

Yiğit: Bazı şeyler tarif gerektirmez. Twitter konusu güzel bir örnek. Doğuracağı sonuçlar açısından değerlendirilmesi gerekiyor. (haset ve fitne aynı düzlemde bakabiliriz.)

Başak: Bu haberleri yapınca tıklanma oranı yok. Ancak tweetle manşet oluyor. Toplumsal tepki doğuyor. Vuku bulmuş olayın haksız bir şekilde hayata geçirilmesidir.

Yiğit: İftira atmak hukuken de suçtur ve cezası vardır. Buna rağmen, iftirayı rutin olarak kullanan meslek grupları var. Örneğin, siyaset çıkar amaçlı kullanılıyor. GAFA’nın (Google, Amazon, Facebook, Apple)  doğru bilgi ile ilgili çalışmaları var. Bilginin doğruluğunu tespit duyarlılığımız başladı.

Slander George Woolliscroft Rhead
İftira NEDİR?

Tunç: Toplumda genelde iftira atanın başarılı olmadığı söyleniyor. Hâlbuki iftira atılmasından herkes korkuyor. İftira başarılı değilse insanın neden korkuyor? Tabii başka bir açıdan eğer haklıysak neden korkuyoruz? Genelde cevap olarak sahibine iade ediliyor.

Yiğit: İftirayı ateşleyen adamın kendinden emin olduğunu düşünmüyorum. İftira; bilerek, kasten, art niyetli olarak kişinin itibar kaybetmesi, küçük düşmesi belki hapse girmesi için atılıyor.

Kiper: Hukuken, vicdanen insanlar suçları ispat edilene kadar suçsuz kabul edilir. Ama iftira durumunda kişinin kendi suçsuzluğunu ispat etmesi zor olabiliyor, pekiyi neden bu böyle?

Hasan: Sadece suç kapsamındaki şeyler değil, kültür, değer havuzlarımız var. Çizgi dışı durumlar var. Suç isnat etmede, masumiyet karinesi var. İsnatla ilgili rezerv ediliyor. Bu değer havuzlarımızdan yapılan isnatlarda toplum genel olarak pek anlayışlı bir tutum takınmıyor.

Kiper: Neden iftiraya uğradığını ispatlamak bu kadar zor?

Yiğit: İftiranın en ufak hali bile suça meyil ediyor. İftiraya uğrayan kişi, kendini sorgulamaz.  Durumu, hukuka taşımak isterse ancak bir çıkış olabilir.

Kiper: Diyelim ki hukuken iftira olduğunu ispatladık. Etkisinden kurtulabiliyor muyuz?

İhsan:  İnsan bir defa buna maruz kalınca hiç bitmiyor. Çevre hep acaba yapmış mıdır, şüphesini diri tutuyor.

Yiğit: İftiraya düşmemek için ne yapmak gerekiyor?

İhsan: Tanındığınız çevrede şüphe yaratır. Ateş olmayan yerden duman çıkmaz deyişi, sürekli karşımıza çıkıyor.

Hasan: Bahse konu olan durumun olmadığını ispat etseniz bile olmuş gibi atıf yapılıyor. Çevre/kültür olarak diğer olayların da algılanma çerçevesi değişiyor. Öyle olmadığını ispat etsen de içlerindeki soru işaretini kaldırmıyor.

Blue Slander – Josef Vyleťal

Ayda: Michio Kaku;  yeni bir çağa atlayacağız dedi. İnternet, oradaki veriler ve dijital yaşamı düşündüğümüzde bize her taraf göz olacak. Black Mirror dizisinin ikinci bölümü Fifteen Million Merits’i izlemişsinizdir. (*) Her türlü gerçekliği görüp, konuşuyorsunuz. Dijital dünyayla beraber, gerçekliğin herkesçe erişilebilir boyutuna atladığımızda buna erişeceğimize eminim. Dar çerçevede;  önüne geçilecek yapay zekânın niyeti, vicdanı yok. Şeffaf bir yaşamı mümkün kılabilir gibi görünüyor.

(*) :Bölüm, enerji üretimi için bisikletlerin kullanıldığı ve “merit” adı verilen para biriminin geçerli olduğu bir düzende tanışan Bing ve Abi’nin kölelik benzeri bu yaşam tarzından kurtulmak için verdikleri savaşımı konu almaktadır.

Kiper:Kanıt, bu durumdan kurtulmak için tek başına yeterli oluyor mu?

Uhri: Konuştuğumuz kavram, algı yönetimine, gerçeği çarpıtmaya dayanıyor. Gerçeği eğip bükmeye giden her şey algı yönetimi, bir çeşit etiketlemedir. İftira bunun uç noktasıdır. İçinde bulunduğumuz toplumda kimlikler taşırız. Bu etiketlere zarar verecek her türlü eylem bizi sıkıntıya sokar. Bu nedenle algı yönetiyoruz. Pekiyi, bunu nerede öğreniyoruz?

İnsan, 4 yaşına kadar başkasının algısını yönetebileceğinin farkında değildir. 4 yaşından sonra başkasının algısını yönetmeye başlıyoruz. (Referans; çocuklara yapılan negatif alg testleri) Özümüzde bunu yapmak var. Yapmadığınız bir şey için açıklama yapmak ya da bu algıyı düzeltmek kolay değil. Başkasının algısını yönetmek sıkıntılı bir durum. İftira edilenin üzerinde kalıyor.

İftira Nedir?

Kiper: İnternetle birlikte hayatımıza giren sosyal medya vb. ile iftiranın kalıcılığını ispatlıyor olabilir miyiz? (Yanlış bir haberin internette kalmaya devam etmesinden hareketle)

Mehmet: Bizde “Güneş balçıkla sıvanmaz” diyen bir atasözü var. Yine “Çamur at izi kalsın” diyen bir atasözümüz var. Burada adaletin göz üzerinden pek de sağlıklı tesis edilemeyeceği görülüyor. Belki de bu yüzden Themis’in gözleri bağlıdır. Kime hizmet edeceğiyle de kimin önemli olduğuyla da ilgilenmez. İftirayla ancak hukukla baş edilir.

Ayda: Herhangi bir haberi tıklamak, hiçbir şeyin silinmeyeceğini konuştuk. Bunlar bana 1984 romanını hatırlattı. Acaba gerçeğe yaklaşmak için değil de algıyı yönetmeye devam etmek için mi dijitalleşiyoruz?   

Kiper: İnsanlar bilginin kolay ulaşılması gerektiğini düşünüyorlar, biraz da tembeller ya da nasıl arama yapacaklarını bilmiyorlar. Bir bilginin kaynağına ulaşmaya çalışmak yerine karşılarına çıkan ilk bilgiyi doğru kabul ediyorlar. Bu da yanlış bilginin yayılımını hızlandırıyor.   

Tunç:  Dijital ya da yazılı basında “tekzip” bu tür yalanların üstünden gelme biçimidir. Kabullenmediğimizi bildiren bir yöntemdir.

iftira01

Image 1 of 12

Yorum bırakın