31.07.2021
Soru: Bugün, soyut kavramlar oturumunda gündelik hayatta sıklıkla karşımıza çıkan, kullandığımız, maruz kaldığımız, gözlemlediğimiz bir kavramı konuşacağız. İntikam nedir, sizin için intikam nedir?
Ayda: Sindirilemeyen düşüncelerin, kötücül tepki verme düşüncesiyle harmanlanması. Bana göre karşıdakine zarar verme düşüncesine intikam denir. Küçük de olabilir, büyük de. Konuşacağız zaten, büyükleri size kalsın, ben küçüklerden bir örnek vereyim. Mutsuz olduğunuz işyerinde işle ilgili kasıtlı yanlış bilgi verme bence küçük örneklerinden biri olarak karşımıza çıkıyor.
Uhri: İntikamın olumsuz olmayan yanı da vardır. Sizi komik duruma düşüren bir kişiyi küçük/ komik duruma düşürme – Bedelleşme. Bu kelime, negatif ya da pozitif olabiliyor. İlk bakışta intikam negatif algısı yüksek bir kelime gibi duruyor. İntikam için bir kişi yeterli olabilir. İnsan kendinden intikam alabilir. Çocukken yapamadığımız şeylerin intikamını büyüyünce alabiliriz.

Her olayın arka planını araştırma eğilimindedir. Bir diğer taraftan Uhri’nin bedelleşme referansının önemli olduğunu düşünüyorum. Kendinin yaşadığı duyguyu ancak karşı tarafa yaşatırsam dengelenir duygusu ve düşüncesi önemli bir parçasıdır.
İhsan: Vicdanımı, iyi niyetimi yanlış yönlendiren, beni suistimal eden insanlara aynı acıyı yaşatma isteğim. Zamanlı da olabilir zamansız da olabilir. Hayatta affedilebilecek olanlar var, affedilemeyecek olanlar var. Yeri geldiğinde bu affedilemeyecek olanlarının hesabını sormak için edilen bir kelime kurulan bir cümle bile intikam gibidir. Her kim birine bir şey yaşattıysa aynısını yaşayacaktır.
Bora: İntikam adaletin sağlanmasıdır. Size yapılan bir eyleme karşı koyma veya cevap vermedir. Yine de sınırlarını belirleyemediğimizde yıkıcı veya patolojik olabilir.
Hasan: İntikam; karşı tarafın niyetinden bağımsız olarak haklı olduğumuzu düşündüğümüz ya da hak etmediğimizi düşündüğümüz duygusal, fiziksel davranışlara en az kendimizde bıraktığı kadar etki bırakacak karşılık verme durumudur.
Neri: Ben hayatım boyunca kimseden intikam almadım. Ya da kimsenin bana yaptığı herhangi bir şeye aynı şekilde olduğunu düşündüğüm bir tavırla karşılık vermedim. Onun yerine “evrene bırakıyorum.” Ne olması gerekiyorsa o oluyor.
İntikam Nedir?
Kiper: İntikam karşı tarafı kendimize empati yapmaya zorlamak olabilir mi?
Ayda: Kendime empati yapılması için intikam almak… Bilemedim. Empatide duyguların içselleştirilmesi durumu var. İntikamda ise kötü niyet var. İntikamın boyutları büyük olabiliyor. Sonuçları yıkıcı olabiliyor. Bazı insanlar için intikam bir tatlıyken bazı insanlar için dünyanın en acı yemeği.

Ahmet: Yaşadığı duygunun aynısını karşı tarafa yaşatmaya zorlamaktır. Kendi içinde dengeleme çabasıdır. Kendinde olan bir duygunun eksikliğini ya da fazlalığını dengelemek için intikam yoluna gider insan.
Kiper: Pekiyi, genel olarak şu ana kadar intikamın negatif yönünün altını çizme eğilimindeyiz. İntikamın yapıcı bir şekli olamaz mı? İntikam pozitif bir etkiye yol açamaz mı?
Erkan: İntikam ilkel bir şeydir. Öfke kontrolünü becerebilen birinin yapamayacağı bir şeydir. Bence intikamın faydaları da var. Toplumun adalet mekanizmasında bir eksik varsa bunu onarabilir. Özellikle feodal yapıda olan kültürlerle bu nedenle sık sık karşımıza kurumsallaşmış bir halde çıkar. Ahlaki taraftan bakarsak üstün insana giden bir yolu kendimize seçtiysek intikamdan bahsetmek pek makul olmaz. Yetersiz birey ya da toplumlar da daha çok değer gören bir tutum.
Neri: Ceza verme niyeti ya da ceza verme yetkinliğinde kendini sanma hali gelişmemiş ruhların tutumudur.
Ömer: İntikam söz konusu olduğunda verdiğimiz tepkinin kaynağının duygularımız olduğunu unutmamak gerekir. Bu nedenle intikam almaktan haz da alabiliriz. İntikam karşı tarafı kendince empatiye zorlama hali olarak düşünülebilir ama başarılı olacağı düşünülemez. İntikam son derece kişisel bir şey. Benim canım yandı, senin de canın yansın tutumu.
Abdullah: Adalet sıradan insanlara özgü bir istektir der Camus. İntikamı ben adalet duygumuzla eşleştiriyorum. İntikam için kişilerden ya da en azından canlılar aleminden bahsetmemiz gerekiyor. İntikam nesneler dünyası ile çalıştırabildiğimiz bir duygu değil.
Erkan: Toplum intikam duygusu ile hareket eden insana saygı duyuyor. Bu durumu değersizleştirmemiz gerekiyor. Bir süre sonra intikam duygusu bir güç savaşına dönüşüyor.

Akif: Maruz kalınan şeye aynı ya da daha fazla seviyede karşılık verme. Pekiyi bu duygu bize nereden geliyor? Kötülük ürünü ile geliyor. İçimizdeki kötülüğün ortaya çıkışı ve artmasıdır intikam. Normalleşirse toplumda da katlanarak artar.
Sel: Güçsüzlük sonucu oluşan bir tepkimedir. Kişinin hassaslığı, kendi algısıyla ölçülür. Güçsüz olmayan insan olayın olduğu anda tepki verir. Böylece intikama dönüşecek bir duygu biriktirmez. İntikam ez cümle güçsüzlerin başvurduğu bir yöntemdir.
Kiper: Karşı tarafın eylemleri için hiçbir zaman niyet okuyuculuğu dışında kesin bir bilgiye sahip değiliz. Belki karşı taraf kasıtsızdır. Eğer bu taraftan bakarsak intikam art niyetli olmanın bir adım ötesinde bizim art niyetimiz midir?
Hasan: Bizim ödeşme niyetimizdir.
Abdullah: Maruz kaldığımız şeyin nasıl olduğundan ziyade bizim niyetimizle ilgilidir.
Sel: “Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste…”
Kiper: İntikam almaya karar verme süreci nasıl oluyor? Güçle ilgisi var mı? Toplumsal onayla ilgisi var mı?
Bora: Mesela 10 TL’miz olsun. Bunu iki kişi arasında pay etmek istersek ilk aklımıza yarı yarıya yani 5/5 bölmek gelir. Yine de matematikten bildiğimiz üzere 10 sayısı; 9-1, 8-2, 7-3,6-4 şeklinde de parçalanabilir. İntikam alan kişi genel olarak bu bölünmenin eşit olmadığı örneklerde durumu 5-5 yapmak için hareket eder. Yine de genel olarak gözlemlediğim kadarıyla bu pek gerçekleşmiyor. Bu niyetle hareket eden kimi zaman elindekinden de oluyor. İntikam söz konusu olunca alınan kadar alanın da zarar gördüğü durumlarla sık karşılaşıyoruz.
Akif: İntikam hayatımızın her yerinde mevcut aslında, örneğin metro girişindeki merdivenlerdeki insanların davranışına bakın ya da trafikte sollanan şoförün davranışına bir bakın. Galiba zor olan erdemli davranış yolunu seçmek.

Erdemli davranış yolunda eninde sonunda hepimizin bildiği gibi küçük adımlarla ilerliyoruz. Affetmenin benliğe iyi geldiğine bilgi olarak sahibimiz. Yine de anda dürtüsel davranma eğiliminde olduğumuzu düşünüyorum. Bence intikamın konuşmadığımız tarafı kimi zaman anda da gerçekleşebiliyor oluşu.
Tunç: Başımıza gelen her şeyi kişiselleştirmemizin de neden olduğunu düşünüyorum. Devletlerin, toplumların bireyler kadar kişiselleştirdiğini görmemiz lazım. Bunu kimi zaman ödeşme dürtüsüyle kimi zaman da “ders verme” hassasiyetiyle yapıyorlar. Kusursuz planlanan, ölçülerek biçilerek ortaya koyulan intikam planları ayrınca bizi etkiliyor, bunun üstüne kurgulanmış filmlerin izleyici sayısını başka türlü nasıl açıklayacağız? Yine de niyetlenenlere tavsiyem, dozunu iyi ayarlamaları…
İlker: Politikacıların sözlerinde intikam söylemleri yok mu? “Misliyle mukabele edeceğiz” söylemini içerikten bağımsız olarak az mı duyuyoruz? İntikam duygusunun bahsetmediğimiz bir tarafı da yüzleşme.
Hem hissettiğimizle hem de bize bunu hissettirdiğini düşündüğümüzle bir şekliyle yüzleşiyoruz. Bu yüzleşme bize ferahlama hissini getiriyor. Bu açıdan bakarak, intikamı yaşam yakıtı olarak düşünmek mümkün. Kimi zaman ders vermek için, kimi zaman ferahlamak için… Hem kişisel hayatlarımız hem de tarih intikam hikâyeleriyle dolu. “Truva” bir intikam hikâyesi değil mi? İntikam hep vardı, bana göre hep var olacaktır ve gereklidir.
İntikam Nedir?
Sel: İlker’in söylediklerine “toplum” yüzünden mi dâhil oluyoruz? Bu noktada vazgeçmek daha önemli değil mi?
Kiper: Yine güç ve intikam ekseninden mi okuyacağız?
Erkan: İntikam mesaj içeren davranışlarımızdan biridir. Devletler söz konusu olduğunda intikamın güç yettirme ve rekabetten kaynaklanan bir çatışma olduğu söylenebilir. Hayvan (Anima) yanımızın tıpkı hayvanların kendi iktidarını/erkini koruma konusunda gösterdiği içgüdüyü intikam olarak ete kemiğe büründürdüğü de düşünülebilir. İntikamın kendisinden ziyade algısının güç, başarı olarak konumlanması bence daha büyük bir probleme işaret ediyor. Bireydeki bilincin gelişmişlik seviyesi yükseldikçe, intikam duygusunun sisteminden uzaklaştığını düşünüyorum. Yine de bireyin içgüdüsünün, hormonlarının kimi zaman bilince baskın gelebildiğini de unutmamak gerekiyor. Her an ve her durumda rasyonel değiliz, olamayız.
Ahmet: Günlük dildeki algısının tartışılmasının önemli olduğu kanaatindeyim. Güçsüz olan için mi intikamdan bahsediyoruz? Güçlü olan saldırır, güçsüz olan intikam mı alır? Anda yanıt veremediğimiz sorunun gecikmiş cevabı mıdır intikam?
Abdullah: Ben her durumda güç dengesinin Ahmet’in işaret ettiği tarafta olduğunu düşünmüyorum. Tarihten bakalım. Pearl Harbour bozgunu, güçsüz olanın güçlüyü alt etmesi değil mi? Sonrasında gelen atom bombasının kullanımı da güçlünün misliyle intikam alışı değil mi?
İlker: Agamennon’un Truva’yı geçeceği belli değil mi? Mağduriyet tanımına dikkat etmemiz gerekiyor…
Akif: Devletler söz konusu olduğunda çoğunlukla “devlet aklı” kavramından söz etmek mümkün. Genellikle savaştan önce “yaptırımlar” gibi daha alt seviyede bir karşılık vermeyi tercih ediyorlar. Yine de devletin aklı olsa da yönetenlerin duygusu olduğunu unutmamak gerekir.
Abdullah: Bence yaşamın kendisi intikam istiyor. Sana negatif geleni savuşturmalısın, diyor. Yaşam bize intikamı emrediyor.
Erkan: Rekabetçi ya da pragmatik olmayan bir duruma intikam kelimesinin yakıştırmanın doğru olmadığını düşünüyorum. İntikamın biyolojik bir olgu olduğunu, rasyonellik barındırmadığını düşünüyorum.

Uhri: İntikam, öğrenilen bir kültürel öge gibi görünüyor. Marx, doğanın yaptıklarına karşı yapılan eylem olarak tanımlıyor. Mitolojide Zeus’un düğüne çağrılmayan Eris’in ortalığı karıştırmak için en güzele hediyedir notuyla ortaya bıraktığı hediye düğüne çağrılmamasının intikamıdır. Bence dikkatimizi yoğunlaştırmamız gereken yerlerden biri de intikam düşüncesi ile intikam eylemi arasındaki farktır. Her intikam düşüncemiz, intikam eylemine dönüşmüyor. Kimi zaman biz gelişiyoruz, değişiyoruz, kimi zaman karşı taraf eksiliyor.
Bunun örneklerini çoğaltmak mümkün. İntikamı olumsuz olarak tanımladığımız yer genel olarak davranışa dönüşmüş hâli. Çok uzatmayayım bir de film geldi aklıma. Üç renk üçlemesinden “Beyaz”ı sizlere hatırlatmak isterim. İntikamın toplumun gelişmişlik seviyesiyle de bir ilintisi olduğunu unutmamamız gerekiyor.
Kiper: Adaletin tesisi ile intikam duygusu ortadan kalkıyor mu? Adaleti toplumsal olarak sağlamazsak birey intikam duygusuna daha kolay mı teslim oluyor?
Akif: İntikamı kötülük besliyor. İntikamın bize ne fiziksel ne de ruhsal bir faydası olduğunu düşünmüyorum.
İntikam Nedir?
Ömer: Toplumun adaleti tesis edemediği durumlarda intikam bireysel bir tatmin olarak karşımıza çıkıyor. Hadi daha öteye götürelim. Biz devlet aygıtına adaleti tesis etmesi için mi yetki devrettik yoksa bizim adımıza intikam alması için mi? Devlet, bir kavgada dayak yediğimizde çağırdığımız ağabeyimiz değil mi?
Erkan: Öç almak… Kindar olmayan biri öç alma yolunu seçer mi? Burada kin gütmeyi de konuşmamız gerekiyor… Hırs olmadan intikamdan bahsedebilir miyiz? Birden fazla duygunun, düşüncenin ve durumun bir araya gelmesiyle ortaya çıkıyor gibi görünüyor.
Ahmet: Yani, size göre, ideal bir toplumu oluşturabilirsek, adaleti sağlayabilirsek, kimse kimseden öç almaz mıydı? İntikam ortadan kalkar mıydı? Ben pek öyle düşünmüyorum. İçimizden gelen duygu ya da dürtünün anlık da olabileceğini, kimi zaman ertelenebilir olduğundan ve bizle beraber hep var olacağı aklıma daha çok yatıyor.
Tunç: Bence “İntikam ilkel bir davranış mıdır?” sorusunun yanıtsız kalmasının, daha doğrusu üstünde uzlaşı sağladığımız bir cevabın olmaması bizim tanımladığımız insanla olduğumuz insan arasındaki boşluktan kaynaklanıyor.