07.11.2021
Soru: Günlük hayatımızı belirleyen önemli özelliklerimizden biri de Sağlaklık/Solaklık kavramı. Bu kavram sizin için nedir ve siz hangisisiniz?
Tunç: Bu kavram, Genetik, biyolojik bir özellik. Ben sağlağım. Bu kavram ölene kadar bizimle birlikte gidiyor. Sol tarafımızı geliştirdiğimiz zamanlar oluyor. Örneğin futbolda her iki ayağı da geliştirmek gerekiyor.
Kiper: Sanıyorum kavramı el kullanımı üzerinden tanımlıyoruz, öyle mi?
Mehmet: Ben solağım. Bir tercih olarak olumlu işlerde sağ elimi kullanıyorum. Sol elimi de kullanırım. Bu işin soyut bir tarafı olduğunu düşünmüyorum. Öğrenilme var.
İsmail: Kavram, genetikle ilgili (kaynaklı) beynin sağ tarafı kişisel gözlem. Ben sağlağım.
B: Ben sağlağım. Beynin sağ/sol yönetim kısmı ile ilgili olarak ortaya çıkıyor. Snowboard, jonglörlük veya bisiklet gibi uğraşları olanlar baskın tarafın yanı sıra diğer tarafı da geliştirebiliyor. Temelde beyinde oluşan bir bağ.
İlkay: “Solağım”
Uhri: “Solağım”. İşin nörolojik tabanı ortaya koyuldu. Toplumun %90 sol beyin baskın (sağlak) %10 sağ beyin baskın. (solak) Gnlük hayatta birçok şey sağlaklara göre dizayn edilmiştir. Örneğin tuvalet kullanımı sağlaklar için tasarlanmıştır. Solaklar, zamanında “cadı” olarak kabul edilmiş. Batıl inançların büyük bir kısmı sol el kullanımı dışlamıştır. Örneğin sağ ayakla dışarı çıkmak. (sosyal ideoloji yatıyor)
Ferda: “çift el” kullanıyorum.
Emre: “sağ” el ile başladım. Sol ile yazıyorum. Tersten yazıyorum. Ayna nöron çocuklukta iki kat daha fazla
Tuğba: Çocuğunun “solak” olduğundan bahsetti. Beynin farklı yönleriyle gelişmesiyle alakalı.
Galip: “Solak” hayranlığım var. Elektrik çarpmasında “solaklık” bir dezavantaj.
Kiper: Fizikle “sağ el kuralı” vardır. Algı sağ el üzerine kurulur.
Sağlaklık – Solaklık Nedir?
Gâvur Hoca: “Left handed Mouse” günlük kullanımda mahzur. Küçükken çocuğa ne öğretilirse o oluyor. Sol elle dokunmayacaksın, sözünü çok işittim. “sağlağım”
Ayşe: Ben doğuştan solağım ama çok baskı yaşadım. Makas ve iğneyi sol elimle kullanırken sol elimi kullanıyorum ama origami yaparken sağdan katlandığından sağ elimi kullanıyorum. Günlük hayatta galiba her iki elimi de kullanıyorum.
Ayda: El kullanımın evrimsel yanı var. Evrimsel olarak sinyal mi? Sol beyin o tarafı çekiyor. “ikizler” örneği baskın –pasif/(plasenta içinde yer alma kaygısı) (Değiştirilebilir bir durum)“Geriye çevirmek de zaman alıyor”
Kiper: Bilimsel tarafı var; baskın olduğu hayvanlar âlemi “insan” hayvanlarda 50-50 durum var. Kimilerine göre de 85-90 % baskın (insanda) medeniyetin / insanın alet kullanımıyla ilgili evrimi Fiziksel özelliği dert edinmezken, bununla ilgili tanım inanç/baskı var.
Hasan: Ben “sağlağım” ama toplumda “sağ” tarafla ilgili zorlamalar var. Her şey sağlaklığa göre/makas-tuvalet (inanç/sosyolojik boyuta sıkıştırmaya çalıştırılıyor.)
Kiper: Ayakkabı bağlamakta kapı açmakta zorlandığım oldu. Toplumun %90- %10 olduğu yerde, çeşitliliğe sistematik karşı çıkılan bir yeri bu durum. Toplumun dayatmasını hissediyor ama sessiz kalıyorlar. Toplumsal / bireysel davranışımıza da sirayet etmiyor mu?
Mehmet: “İstisnalar kaideyi bozmaz” deyip devam etmiş. Solakların sağlaklara göre beynini çok daha fazla çalıştırması gerekiyor. Asenkron durumlar olabiliyor. Solakların sanatsal yönü güçlü, dünyayı güzelleştiriyor.
Oli: Ben solağım, komşularım da solak.
Ebru: Solağım.
Sero: Sağlağım. Soldaki melek günah, sağdaki melek sevap yazıyor.
Kiper: İlk kullanılan alet “sağ” ele yatkın biri tarafından yapılması. Medeniyet ”sağ el” kuralı ile işliyor.
Uhri: İnsan sosyolojik olarak; içindeki toplumun parçası olmayı çalışır. Aileler bu noktada aynalık yapar! Aynılık ile aynalaştırmaya çalışırsınız. Gerçi bu noktada inşa edilen kişisel anıtsal kimliklerimizden bahsetmek gerekiyor. Aynılığın içindeki başkalıklarımız üzerine anıtsal kimliklerimizi inşa ederiz. Toplumun da anıtsal kimliği var. Simgesel, destanlar, Kurtuluş Savaşı, İstiklal Marşı’nı örnek olarak düşünebiliriz. Anıtsal kimlik içinde kendinizi başkalaştırmaya/farklılaşmaya gidersiniz. (Paul Ricoeur).İnsan birbirini dönüştürmeye çalışır. Faşizm tohumlarının da burada atıldığını söylemek pek yanlış olmaz. Anıtsal kimliğimizin temeli ailede atılır. Burada dönemine ve yerine göre aileye/ kabileye/ topluma kabul edilmek için çeşitli şeyler yaparız, çeşitli davranış kalıplarını öğreniriz. Önce aynılıklarla tutunuruz sonra farklılıkları sahipleniriz. (İngiltere’de trafik soldan akar, at üstünde giden şövalye sağ eliyle kılıç kullanır, kın bu nedenle sol taraftadır.)
Erhan Coşan: Mesleki olarak da önem arz ettiği durumlar var. Örneğin ameliyata alınacak hastanın sağlak mı solak mı bilmek zorundayız. Örneğin solaklarda frontal lobda konuşma merkezi baskın. Sağlaklar, ki toplumun %90’ını oluşturuyorlar, sol hemisphereleri baskın olduğundan frontal lobda kişiliğin/ hafızanın kaydı yer alıyor. İnsanların neden sağlak veya solak olduğuna dair tek bir gen belirleyici değil. Kesin bir bilgi olmamakla beraber birçok gen grubunun etkili olduğu görüşü hâkim. Nöronlar kendini yenileyebiliyor. Beden ve kişi de ona göre uyum sağlıyor. Yine bu uyum her zaman yüzde yüz gerçekleşmeyebiliyor. “Plastide” solak olup – sağa zorlananla da nöroplastide zorluklar ortaya çıkabiliyor. Çocuklukta adaptasyon daha etkili gerçekleşebiliyor. Yine de doğumdan itibaren nöroplastite gelişme ihtimali var.
Hakan Kılman: Bildiğimiz kompozitörlerin hepsi sol eli baskın kullanıyor. Trombon mesela sağ elle çalınır. Buna karşılık “Slide Hampton” sol elle çalıyor. Müzikte el değiştirmeyi öğrenmek gerekebiliyor.
Gülsüm: Hipokrat’ın sözü vardır. Bütün insanlar bilmelidir ki, mutluluk, acı, gözyaşı beyinden kaynaklıyor. İyiden kötüye ayıran şüpheci yapan tercihi “el tercihi”. Yapılacak ilk iş, hangi eli baskın kullandığını belirlemek. Bunun için “Edinburgh Testi” kullanılıyor. İşitmem, görmem, acılarım kullandığım ele göre bir tarafta diğer tarafa göre daha baskın. Örneğin, Leonardo da vinci, Einstein sol elini kullanıyor yani “sağ beyin” baskın. El kullanımız kişiliğimiz ve kararımızı alış biçimimiz hakkında fikir verebilir. Örneğin sol beyin mantıkla ilgili kararlarda, dille ilgili ifadelerde daha baskın özellikler gösteriyor.
Sağ beyin “duygular ifade etme” konusunda daha baskın. İdeal olan her iki tarafın etkin kullanabilmesi. Böylece kabiliyetlerimiz arttıracaktır. Genetik olan faktörlerin dışında genetik olmayan çevresel faktörlere de bakmak lazım. Hamilelik süresince annenin pozisyonu belirleyici olabiliyor. Yine yeni doğanın bir ile bir buçuk yaş arasında başını sıklıkla döndürdüğü taraf da bu kullanım konusunda çevresel bir faktör olarak belirlenmiş.
İhsan: İki eli kullanmak becerisi gösterdiğim alanlar olsa da sağ elimdeki hislerim daha farklı.
Gülnur: Bestecilerin; solak olması onlara artı bir şey katmıyor. Ben el kullanımın geliştirilebilir olduğunu düşünüyorum. Piyanoda her iki eli eşit koordinasyonla kullanmak gerekiyor. Bana göre el beceresi gelişimi İlgi + istek + yetenekle de alakalı. Bir de tabii yaşamsal gerçekler var. Özellikle Solaksanız yalnızca sağ hemisphere’de dominant değilsiniz. “Eyleme göre” sağ el kullanmak zorunda kalabiliyoruz.
Sağlaklık – Solaklık Nedir?
Gülsüm: El kullanımın “Öğrenilebilir bir şey” olduğu doğru ama tek başına zekâ bir noktada yetersiz kalabilir. Çalışma, tekrarlama ve gelişime ile beyin networkunu artırmak gerekir. Müzisyenler gibi cerrahlarda her iki elin etkin kullanma ile zıt hemisphere’i geliştirme olabiliyor.
Hakan Kılman: Enstrümanı çalıp çalmama değil müzik matematiktir; Beethoven duyuşunu kaybetmesine rağmen müzik üretmeye devam etti. Frekansı bilmek lazım. İki tarafı kullanabiliyorsa, beyninde matematiksel olarak da dilsel olarak müziğe daha hâkim olmak gerekebiliyor.
İlknur: Buzuki, keman öğretme metodu gibi aslında ana dili nasıl öğreniyorsan öyle öğrenebilirsin.
Geri bildirim: Türkiye'nin Çevrimiçi Gezilebilen Müze ve Ören Yerleri - Yamuk Duruş