30.09.2021
Soru: İsyan nedir? Sizin için isyan nedir?
Korel: İsyan bence duygusal değil, fikirsel oluyor.
Mehmet: İç alemimizle yaptığınız bir durum. İsyan deyince aklıma mesela toplumsal isyan geliyor. Arabesk geliyor. Başkaldırı geliyor. Mevcut duruma itiraz etme şekli.
Faruk: Otorite ile çatışmaya girmeye isyan etmek diyoruz. Bu otorite devlet de olabilir, aile de baba da olabilir. Otorite ile süregelen bağımlılık ilişkisini değiştirmek için yaptıklarımız isyan olarak adlandırılıyor.
Uhri: İsyan öznesi olan soyut kavramlardan birisi. İsyanı tanımlayan ise “dış referans”. Yani isyanın isyan olduğu dışarıdan genel olarak söyleniyor. İsyanın zıttı boyun eğmek olabilir. Ortak kabullere karşı olmanın terimi olarak karşımıza çıkıyor. Kavramın birlikte yaşamakla ilgisi var örneğin Robinson isyan etmez. Toplumsal yaşamın ürettiği bir kavram. Bize normal gelen, topluma isyan gibi gelebilir.
Neri: Bana göre isyan “Teslim olmayıştır.” İsyan etmemenin doğamıza mı aykırı olduğunu düşünüyorum.
Gavur Hoca: Kişinin sabrının ya da tahammülünün bittiği yerde isyan başlıyor.
Kiper: Sonradan tepki göstermediğimizde mi “isyan” ediyoruz? Yoksa isyan etmediğimiz halde tepkilerimiz isyan olarak mı algılanıyor?
Gavur Hoca: Bir şeyi eklemeyi unuttum, isyanı kendimize yöneltmek kendimizle hesaplaşmamızı sağlıyor.

Hasan: İsyan, tahakküm kurmaya çalışan toplum ya da topluluğa karşı gösterdiğimiz direnç veya karşı duruşu isimlendirmek için kullandığımız bir soyut kavram. Maruz kaldığımız ve onaylamadığımız duruma bir karşı çıkış olarak da düşünülebilir. Bireysel de olabilir, toplumsal da olabilir. Karşı çıkılan birey, toplum ya da topluluğun erk sahibi olduğunu unutmamız gerekir. Hayatın olağan akış içinde, kabul etmekte zorladığımızdaki karşı duruşumuz olarak özetleyebiliriz.
Kiper: Mesela metal ya da rock müziğin ortaya çıkışını ele alalım. Bu müzik biçimlerinin ortaya çıkışı; bizim de bir sesimiz var, sizden farklı düşünüyoruz olarak gerçekleşiyor. Kendini olan kalıpla ifade edemeyenlerin, yeni bir kalıpla ifade etmeye çalışması, bizim sesimiz böyle demesi isyan mı? Yoksa hayatın olağan akışı bozulduğu için toplumun geri kalanınca isyan olarak adlandırılması mı?
Didem: Aslında tüm müziklerde duygu aktarırken bir isyan var. İsyan, hâlden razı olmanın, tahammülün bitmesi.
Ferda: Bir kişinin, bir topluluğun bir olay ya da olguya rıza göstermemesi, Sadabâd’ın bitmesi. İsyan, bireysel iradedir. Bir yerde değişim yaratır. İsyan etmek bir özgürlüktür.
İsyan Nedir?
Tunç: İsyan söz konusu olduğunda sözel bir tepkinin tek başına isyan olabileceğini düşünmüyorum. Kişinin isyan ettiğini söylüyorsak bir eylemde bulunmasından bahsediyoruz. Kişinin tepkisini bir eylemle ortaya koyduğu duruma biz isyan diyoruz. Eylemselliğin olmadığı ya da sadece sözün söylendiği durumlar, söylenme olabilir, tepki gösterme olabilir ama isyan olamaz.
Ersan: İsyan, yalnızlıktır. Susmaktır. Sigara içmektir.
Faruk: İsyan, enerjidir. Öfkenin tezahürüdür. Kendi derdine deva arayışıdır. Deva yoksa, katledilme gerçekleşebilir. İsyanın çıkışında bir haklılık ya da haksızlığa uğrama sebebi vardır. İnsanların hak iddia etmekte de hakkı vardır. (Ferda’nın özgürlüktür tanımına gönderme yaptı.)
Kiper: İsyanı bir irade beyanı olarak düşünebilir miyiz? Ya da kişilerin sorumluluk almaya istekli olması gibi okuyabilir miyiz?
Uhri: Yine akışkan bir kavramı konuşuyoruz. İsyan aksiyon mudur reaksiyon mudur? Eğer isyan tahakküm eden yapıya karşı yapılıyorsa reaksiyondur. Kınama, serzeniş, söylenme ve itirazı isyan kategorisinde değerlendirmeden konuşuyorum. İsyan, doğası gereği yıkıcıdır. Bir taraftan da isyan, tahakkümün varlığını besler. Tahakkümün ürettiği bir değere karşı gerçekleşen isyan bir taraftan da tahakkümün kendisini doğurabilme potansiyeline sahiptir.
Kiper: Yani ortada isyan varsa, tanınmış ya da meşrulaştırılmış bir otorite mi vardır?
Uhri: Hakimiyet kuran tahakküme karşı çıkışa isyan diyoruz. Anadolu’da çıkan bir isyan için mutlaka bir Kuyucu Murad Paşa bulunur. (Burada kültürel norm olarak Anadolu’da toplumun isyandan yana değil, dirlik ve düzenden yana saf tuttuğunun altını çizmek için yaygın olarak kullanılan bir ifadeden bahsediliyor)
İlhan: İsyan, bana ya da bize üst sistem tarafından her neyse, onu istemiyorum demektir. Eylem ortaya koymalı. Protesto ve isyanı karşılaştırırsak, isyan uzlaşmaz bir başkaldırıdır. Protestoda bir uzlaşma arayışı mevcuttur.
Hasan: Neye isyan ettiğimize bağlı olarak isyan, bizi tanımlayan bir şey mi?
Neri: Neye karşı durduğumuz bizim yapımızda alakalı, tahammül sınırımızı aşıp, başkaldırı hâlimiz isyan. Bizi kimi sınırlarımız açısından tanımlayabilir.
Ferda: İsyanı ilk yapan kişi tekildir. Sonradan toplumsal bir harekete dönüşür. Kişinin isyanı haklı görülürse, toplum peşinden gidebilir ya da destek verebilir.
Mehmet: Herkesin ayrı bir hamuru var. Bu yadsınmaz bir gerçek fakat Fransız İhtilali (1730-1748) örneği de var. Farklı farklı kesimlerden bir araya gelip ortak bir karar alabilmişler.

Mesut: İsyan varsa mutlaka otorite de vardır. Protesto ile başlayan karşı duruş için bir aksiyon alınmazsa protesto isyana döner.
Kiper: Sistematik olunca mı isyan oluyor? Ya da sistematik olunca hâlâ isyan mı oluyor?
Gavur Hoca: Bireysel isyanlar asgari müşterekte birleşince, toplumsal isyan oluyor.
Ferda: Bireysel isyan başarılı oluyor mu?
Kiper: Galileo asi (isyan eden) miydi? Bilim bir isyan mı? Her karşı çıkışa isyan diyebilir miyiz? Katılmadığımız her şeye isyan mı ediyoruz?
İlhan: Einstein, Newton’a itiraz mı etmişti?
Ferda: Yapılan şey dengeleri değiştiriyorsa bu bir isyandır.
Mehmet: Socrates, statik bir şekildeydi. İsyan, uyanıklık durumu.
Kiper: Her karşı çıkış isyan mıdır?
İlhan: İsyan otoriteyle zıtlaşmadır, mevcut otoriteyi tanımlar ancak tanımama derdindedir. İsyan aslında bir otorite talebidir.
Hasan: Bilimde, Einstein, Newton’a isyan etmiyor, güncelleme yapıyor. Bilim tarafında isyanı kullanmak doğru bir kullanım olmayacaktır diye düşünüyorum.
İsyan Nedir?
Kiper: Bilim, yanlışlanabilir bir olgu, hâlihazırda geçerli normu sınayabiliyorsunuz ve bu bilimin içinde olağan kabul ediliyor. Toplum için normu sınadığınızda, kendiliğinden otoriteye karşı çıkmış oluyorsunuz. “Benden selam olsun Bolu Bey’ine” demiş kabul ediliyorsunuz. Normu sınamaya kalkanın asi kabul edilmesi, kendine güç tanımlamak gibi derdi olmasa da isyan edene güç atfetmiş olmuyor mu?
Uhri: Otorite algı yönetimi de kullanılır. Çerkez Ethem, Atatürk, Gezi parkı nereden baktığınıza göre isyan olarak rahatlıkla tanımlanabilir. Otorite, her seferinde nasıl yönetildiğine bağlı olarak o tahakkümü yeniden ve yeniden doğurur. Özne olarak isyanı tanımlamak zor. Tutum ya da olgu üzerinden isyanı daha anlamlı tanımlanabilir.
Hasan: Hak arama ile isyan arasındaki çizgiyi nereye çekeceğiz? Hakkını aramayı isyan etmek olarak mı göreceğiz?
Kiper: Tepki vermenin biçimine göre mi tanımlayacağız? Mesela anayasada tanımlı protesto hakkını kullanmak, isyan mıdır? Her tepki vermenin, isyan etmek olduğunu düşünmüyorum.

İlhan: İsyanın doğasında otorite talebi dışında da bir niyet var. İsyancının niyeti, toplumu dönüştürme istenci isyan olup olmadığını belirliyor.
Sinem: İsyan genellikle belli bir konuya odaklı olmuyor. Olumsuzluklara tepki veriyoruz, bastırılıyoruz. Anlaşılmadığımızı defalarca yaşadığımızda verdiğimiz tepki isyan oluyor. Bireysel başlıyor, yandaş bulunca kitlesele dönüyor.
Kiper: Susmak ya da eylemsizlik isyan değil mi? (Gandhi, Duran Adam örneği) Eyleme dökmeye isyan dediğimiz üstünde uzlaşıyor gibiyiz ama eylemsizlik isyan olamaz mı? Tersinden de bakalım, bir beyanatımız yoksa, hâlâ isyan ettiğimiz söylenebilir mi?
Gavur Hoca: Bence durarak ya da koşarak fark etmez, otoriteye tepki vermenin kendisi isyandır.
Ferda: Duran adam isyan mıydı? Protesto muydu?
Gavur Hoca: Tepkiydi.
Ersan: Gandhi’nin sivil itaatsizliği özgürlüğe götürdü.
Gavur Hoca: Hiç 200 yıl süren mücadele mi olur? Hindistan boyun eğmiştir, isyan etmemiştir.
İlhan: iktidar tarafından meşru görülmeyen her şeyi isyan olarak görüyorum. Biçiminden bağımsız olarak burada önemli olanın otoritenin rahatsız olması olduğunu düşünüyorum.
Gavur Hoca: Geziye otorite karşıtı bir isyan diyebilir miyiz? Dersek, Geziyi doğru tanımlamış olur muyuz?
Kiper: Sivil itaatsizlik dediğimiz tanımlı olmayan bir alanda suç olmayan ve tanımsız olan bir eylemde ya da eylemsizlikte bulunmaktır. Duran Adam bunun iyi bir örneğidir fakat isyan olarak değerlendirebilir miyiz, emin değilim. Benim aklıma takılan başka bir soru var. Otorite, kendi varlığının ispatı için isyanı teşvik eder mi?

Uhri: Otorite, zaman zaman kontrollü supap mekanizmasını devreye sokar. Toplumda biriken enerjiyi kontrollü olarak boşaltır. Sorunun en masumane taraftan yanıtı bu olabilir.
Kiper: Yani otorite, hak arayışı üzerinden de mi kendini meşrulaştırma yoluna gidiyor?
Uhri: Sivil itaatsizlik ya da vicdani ret gibi kavramlar, bireyin ya da toplumun bir kesiminin hak arayışlarıdır. Barışçıllardır. Otorite bu hak arayışını çoğunlukla isyan olarak tanımlama yolunu seçme eğilimindedir.
Hasan: Benim kafam hak arayışı ve isyanın çizgisi konusunda berraklaşmadı. İsyanın çizgisini nereye koyuyoruz? Zamanın ruhuna uygun olarak ürettiklerimiz, geleneksele karşı çıktığı için isyan mı olacak? İnsanlık kölelik sürecinden geçti. Kölelik karşıtlığı döneminde hak arayışı mıydı, isyan mıydı? Bugünden bakınca hak arayışı gibi görünüyor ama döneminde acaba aynı şekilde mi algılandı?
Kiper: İnsanın köle edilmesine karşı çıkış, başarıya ulaşmış bir isyan gibi görünüyor. Sürecin devamlılığı başarı getirmiş, yoksa tek bir isyanla kölelik ortadan kalkmamış. Zamanın ruhu dediğin için aklıma takıldı, Pekiyi, günümüzdeki gönüllü köleliği nasıl tanımlayacağız? Kendi hakkından gönüllü olarak vazgeçenler için verdiğimiz tepki isyan mı, hak arayışı mı? Haktan vazgeçme dayatılan şeyi kabul etmeye tepki vermeyi nasıl okuyacağız?
Hasan: Toplumlardaki kadın hareketini nereye koyacağız? Hak arayış mı diyeceğiz isyan mı diyeceğiz?
Ferda: Genel bir bakış açısı olarak galiba şöyle kabul ediyoruz. Eğer eylemler, otoritenin tanımladığı biçimde gerçekleşiyorsa, örneğin kanunda belirlenen haklar kullanılıyorsa hak arama diyoruz. Eğer otoritenin tanımladığı biçimde gerçekleşmiyorsa buna da isyan diyoruz.
Mehmet: Patrona Halil İsyanını ele alalım. Bu isyan, Lale Devrini bitirdi ve padişahın başını yedi. Yine de aceleyle yapılan bir isyan olduğu için asıl amacına ulaşmıyor. Susmak, uzun vadede amaca ulaşıyor.
Hasan: İnsanlık kendi gelişiminde, uyumsuz tarafı düzeltmek için isyanı kullanır. Hak arayışı ise hâlihazırda yürüyen bir sisteme inancını kaybetmeden, sistemin eksikliklerini regüle etme talebi olarak okunabilir.
Tamer: İsyan, bu çağda benim varlığını rasyonel bulmadığım bir kavram. İsyanın kendisini hümanizm talebi olarak görüyorum. İsyan deyince, metafizik isyan yani tanrıya isyan aklıma geliyor. İsyanlar, logic bilimi, tümevarım, sistematik diyalektik ve analitik düşünme ile düşünceye ulaştı. Çağımızdaki, isyanı nasıl rasyonelize edebiliriz? Değer üretmek, isyan olabilir. Zihinsel dönüşüm zordur, bilgi ister. Sanat işlevini gördü. Edebiyatla insanı tanıdık. Kuram yapabilen sanat, değer üreten zihnin ancak isyan ettiğinden bahsedebiliriz. Ötesinin isyan olduğunu düşünmüyorum.
Yaşar: Boğulmaya, nefes alamamaya verdiğimiz tepkinin fiiliyata dökülmüş hâli olarak ortaya çıkar. İçinde bulunduğun andan, sosyal statü, ilişki, siyaset ya da ekonomiden kaynaklanabilir. Mikro ya da makro düzeyde insanlar hayatının bir kesiminde isyan ederler.
Can: Bence, isyan kitlesel bir oluşumdur. Tek kişi olursa, tepki olur. Ortada bir haksızlık varsa sisteme tepki gösterilir ya da isyan edilir. Değiştirmek istediğine tepki gösterirsen hesap verebilme lüksün gücünü sınırlar. İsyanlar haklıysa, kitlesel kapsayıcılığı olur. Bütün otoritelere karşıyım, anneler hariç.
İsyan Nedir?
Kiper: Son yetmiş seksen yıl içinde devletler, otoritelerine isyan edeni, terörist olarak mı açıklıyor?
Uhri: Toplumun güven hissini zedeliyorsa, devlet bu tabiri kullanıyor. Kral Louis’nin, Fransız İhtilali sırasında bunlar kimden izin aldı da baş kaldırıyor diyerek isyan ettiği söyleniyor. Kavramın evrildiğini de söylememiz gerekir. Daha önce devrim şeklinde hızlıca bir sonuç peşinde koşarken şimdilerde regüle talebi olarak zamana yayılmayı tercih ediyor. Ortak akılla hareket ederek uzlaşmacılığı ön plana çıkardığımız bir yere toplum olarak evrildik.
Mehmet: Hegemonya baskı kuruyor. Kölelik dönemindeki şeyler öyle devam etti. Zamanın ruhu bunu gerektiriyor.
Hasan: İnsanlık yeni oluşturduğu koşullara uygun olarak, kendi konforundan taviz vermemek adına, karşı çıkışlarda bulunuyor ancak bunun isyan olduğunu söylemek biraz zor. Kazandığımız şeylerden geri adım atılması isyanı değil öncelikle hak mücadelesini başlatıyor.