13.02.2022
Soru: Bu oturumda “Şehvet” kavramını ele alacağız. “Şehvet nedir, sizin için şehvet nedir?”
Tunç: Aşırı tutku halidir. Yalnızca cinsellik için değil, bir şeyi derece olacak çok fazla istememizdir. Aşırı tutku ile istediğimiz bir şeydir.
İhsan: Bence, her türlü zevkin en doruk noktasıdır.
Kiper: Zevke giden yol mudur yoksa zevkin doruk noktası mıdır?
İhsan: Şehvetin götürdüğü nokta zirvedir. Şehvet bittiği an içindeki ateş biter.
Büşra Nur: İştiyak kelimesi ile genelde kullanılır.
Mesut: Ben bir yolculuk olarak değerlendiriyorum. Bir haza, isteğe, arzuya dair olabilir. Haz, zevk varılacak bir köy gibiyken şehvet bunlara gidilecek yol olabilir.
Kiper: Hiç sormadığım bir taraftan sorayım, pekiyi, şehvet ne değildir?
Uhri: Aristoteles’e göre insanı harekete geçiren güçler; öfke (korku), arzu ve düşünce gücüdür. Bizi harekete geçiren güç için iştiyak kelimesi kullanılırdı eskiden. Ses benzerliğinden anlayacağınız gibi “iştah” kavramı da bu kökten gelmektedir. Kanımızın aç olması ile iştahlı olmamız arasındaki farktır. İştahla ilgili bir kavramdır.
Hasan: Duygu tarafındaki güçlü istek ile fiziksel taraftaki güçlü istek arasında fark var. Şehvetle yaptığımız genelde fiziksel olan tarafta duruyor gibi görünüyor. Konuşmak, cinsellik vs. Bedeni bir şey olduğunu düşünüyorum.
Kiper: Sizce kontrol edilebilir bir şey mi?
Ayda: Antik Yunan’da Şehvet Tanrıçası Eos, insana dair özellikler gösteriliyor. Şehvetin tanrıçası var yani insanı bir şeyden bahsediyoruz. Hazzı kontrol edemem. Yolculukta frenle basmak gerekiyor. Hazla, düşüncelerden çıkmak mümkün, tutulma biçimi ve bir yolu var. Yine de her tutulma şehvetle olmuyor.
Mesut: Şehvet, sizden güçlü bir iktidar gibi duruyor.
Kiper: Haz bireysel olabilir, kişiye özel olabilir. Bütünü galeyana getirmek için şehveti mi kullanmak gerekir?
Temuçin: Kavram için Arthur Schopenhauer’a bakardım. Varoluşsal olarak bastırmaya çalıştığım hayvani şeyleri düşünürdüm. Neler için aklımı, sağlığımı bile ortaya koyabilirim? Şehvet, bir akıl karşıtlığı ya da tutulması olduğu için bu soruların ardında gizli gibi duruyor.
Hakan: Para, makam, mevki, kişi vs. karşı duyulan şiddetli istektir. Kökü sanıyorum Arapça şehwat sözcüğünden geliyor. Edebiyat için örneğin kadın şehvetti. Shakespeare’in Kral Lear eseri ya da Mevlana’da kabak hikayesi şehvet üstüne kuruludur. Şehvet insana eşeği güzel gösterir. İnsanlar bir anlık şehvete kapılarak tecavüze bile yeltenir. Bu bir alan kaymasıdır, tecavüz saldırı demektir ve mazur görülemez. Fuhuş yani. Para karşılığı cinsel ilişki de buradan çıkmış olabilir. Şehvet bugün kullandığımız anlama, anlam daralması ile gelmiştir.
Mahpeyker: Libido, kelimesi “cinsel istek anlamında hoşlanmak, arzu etmek” anlamına gelirken şehvet kelimesi “şiddetle isteme, cinsel istek, arzu” anlamına geliyor. Arapçada libidoyu şehvet karşılıyor. Biz sözcüğü iştiyaktan hareketle kullanıyoruz. Ateşlemeye yönelik tavırlar için de bu kelimeyi kullanıyoruz ama bu kelimeye bence yüklediğimiz anlam “şuh” kelimesinde karşımıza çıkıyor. Şehvetli kadın, Şuh kadın olarak uzun süre günlük hayatta kullanmışız.
Kiper: Benim bildiğim, gördüğüm kadarıyla işveli, cilveli kadına da şehvetli kadın diyoruz. Şuh kadını iyi anlamda kullandıkları kadar kötü anlamda da kullanabiliyorlar. Yani emin olamadım. Pekiyi, şehvetin zıttı nedir? Genelde toplumda sanki şefkat şehvetin zıttı gibi bir algı var. Sanki kadın şefkatli olduğunda şehvetli olmuyor ya da tam tersi. Sizce bu algı nereden geliyor? Ayrıca, şehvetin içinde şefkat yok mu?
Ayda: İnsan da şefkat vardır. Şefkat doğuştan getirdiğimiz özelliklerimizden birisi. Aslında içimizde hissetmesek şehvet yoktur.
Barış: Ben bu kavramı aşk ile bütünleştirdim. Tehlikeli bir şey çağrıştırıyor çünkü hayal kudurtuyor.
Şehvet Nedir?
Hakan: Motivasyon kaynağı gibi geliyor. Tepkimenin kendisini değiştirmeyen ama güçlendiren veya hızlandıran bir şey.
Büşra Nur: İştiyak kelimesinin aklıma geldiğini söylemiştim. Tasavvuf tarafından bakarsak hayvani bir istek olarak tanımlandığını görüyoruz. Şehvetteki aşırılık, aşkınlıktan ziyade insana zarar verir. Aşırı iştahlı olma örneğin bir yeme bozukluğuna sebep olur. Aşırı cinsellik, ölümcül bir günah olarak tanımlanır.
Kiper: Şehvet duygusu sizce bağımlılık yaratan bir duygu mudur?
Uhri: Herhangi bir şeydeki aşırılık, hastalık durumunu getirir. Aşırılık tanım gereği bağımlılık yaratan bir yana sahiptir. Başka bir taraftan bakalım. İnsanlığın ortak aklı şehveti nasıl yorumluyor? Afrodit iyi bir örnek olabilir. Afrodit aşk, güzellik, şehvet tanrısı olarak tarif edilir. Afrodit’in, dikkat çekici öznesi, insanda kontrol mekanizmasını oluşturuluyor. İnsan; hayvanlarla, tanrılar arasında düşe kalka dengesizce yürümeye çalışan ama yürüyemeyen bir canlı.
Hakan: Gerek dinlerde gerek medeniyet kurarken potansiyel yıkıcı enerjiyi yaratıcı enerjiye çevirirken şehveti konuşuyoruz.
Mesut: Beni dizginlemeye çalışan sistem ise, anarşizm daha iyi bir yöntem olabilir. Kendimden kaynaklıysa, yaşanması gerekir.
Mehmet: Venüs’e doğru gidişi konuşuyoruz ama başka şehvetler de var. Benim dediğim olsun, kalıbıyla özetlenecek yaptırma güdüsü, erk de şehvet oluşuyor.
Yıldır: Schopenhauer, Aşkın Metafiziğinde, bir aşkta, beklenilenin entelektüel bir diyalogdan çok hayvansal içgüdülerin tatmini doğrultusunda olduğunu savunur. Cinsel enerji / duygular insan türünün devamını sağlayan baskılayıcı araçtır. İnsan davranışlarını belirleyen güdülerdir. Sosyopsikolojik /fizyolojik güdüler olarak değerlendirilebilir. Şehvet dediğimiz o iştah halini yok sayınca insan herhangi bir edim gerçekleştiremiyor. Fizyolojik dürtüyle gelse de insanın türsel olarak sürekliliği sağlayan bu iştah halidir.
Hasan: İnsanın hem duygu dünyasıyla ilgili hem de fizyolojik istekliğiyle ilgili ara form bir kavram olduğunu düşünüyorum. İktidarın ya da belagatin şehveti olduğunu örneğin biliyoruz.
B Bile değil: Köpürtülmüş bir kavram olduğunu düşünüyorum. Dürtü – güçlü ilişkisi ile ele alınabilir. Yedi büyük günahtan biri kabul ediliyor. Eşik olarak tanımlanabilecek kavramlardan bir tanesi. Varoluşla ve irade kavramının eşiğinde duruyor. Şehvet, maddeye duyulan ilgidir. Güdülerimizi tatmin etmeye çalışırken “tamah ederiz”. Şehvet, libidonun öncesinde olan bir kavram.
Hakan Kılman: Doğada, tabiatta şehveti tetikleyen şeyler var. Koku, müzik…. Titreşim frekans var. Tarihe baktığımızda, hastaları iyileştirmek, yaşama şehvetlendirmek için müzik ve frekansın kullanıldığını biliyoruz.
Mehmet: Sanatçı şehveti ne zaman yener?
Hakan Kılman: Sanatçının şehvetinin sanat için değil, sanat üretmedeki açlık olarak tezahür ettiğini gördüm.
Mesut: Sanatçının kendi özel hayatı, sanata giden yolda önemli taşlar taşıyor. Kendi ile ilgili şehvet savaşında, sanatla bağlantılı, tetikleyici ama sonuç olarak göremiyorum. Şehveti incelerken, dansı örneğin, dürtüler tarafına koyuyor. İktidar savaşında da bunu görüyoruz.
Yıldır: Bireysel bağlamda topluma yaydığında kitlesel olabiliyor. Birey yalnızdır, kimsesizdir. Varoluş sorunu yaşar. “Her ölen yalnız ölür.” Birey yalnızlığı yaşadıkça, kitledeki zuhuru katlanıyor. O noktada faşizm devreye giriyor. Toplumsal şehvet boyutu, faşizm iyi bir örnek olabilir.
Mesut: Kitlesel her şey kötü sonuç veriyor. Toplum hayvansal dürtülerini önemli bir yere koymuş.
Kiper: Sanki neye şehvet duymamız gerektiğine dair önceden yapılmış bir tanım var. Bana, o tanımın dışında şehveti hayal edemiyormuşuz gibi geldi, ne düşünürsünüz?
Şehvet Nedir?
Mesut: Şehvet seni hareket ettiren bir şey var. Tanımın içinde hareket etmektense başka bir şehvetin rüyasını görmeyi tercih ederim.
Kadir: Kendi dışımızda olanı, içimize alıp yok etmekten başka bir şey değildir. Gerçekten kaçma ve kendi gerçeğini yaratma dürtüsüdür. Dolma kelimesi ile eşdeğer tutuyorum. Akışkanlığı zamanın daima doldurma eğilimindeyiz. Dürtülerin sentezlendiği üst bir dürtüdür.
Yıldır: Hitler resimler çiziyor. Yahudi ressamlar onun eserleriyle dalga geçiyor. Hitler, resmi bırakıp siyasi alana geçiyor. Tutkulu biri, olumsuzlanmasaydı, başka bir yere evrilebilirdi. İki ucu keskin kama gibi duruyor.
Ferda: Şehvet ihtiyaç gidermeye yönelik değil mi? Bence, tutku, akıl ve irade ile ilgilidir.