055. & 056. Oturum: Gurbet Nedir?

The Migration Series - Jacop Lawrence -Gurbet Nedir

10-12.10.2021

Editör Notu: İki oturum olarak konuştuğumuz kavramlardan biri de “Gurbet” kavramı oldu. Aşağıda sıralı olarak kavramı nasıl anlamaya çalıştığımızı bulacaksınız.

Gurbet Nedir? (55. Oturum)

Soru: Bu oturumda “Gurbet” kavramını konuşacağız. “Gurbet nedir, sizin için gurbet nedir?”

Mehmet: Sıladan ayrı düşmek, kopmak, ayrılmaktır. Bu kavramı tek oturumda bitirebileceğimizi düşünmüyorum.

Faruk: Aslında hepimiz gurbetteyiz. Fiziksel ve ruhsal olarak 6 yıl içinde adapte oluyoruz. İnsan sürekli gurbettedir.

Kiper: Gurbette acı mı var?

Mehmet: Acı değil de melal var diyebilir miyiz?

Tunç: Ait olduğumuz coğrafyadan ayrı kalma durumu. Özlem barındırır. Savaşlarda, mülteci olarak coğrafyadan zorunlu ayrılmakla başımıza gelebileceği gibi isteyerek de gurbete düşmek mümkündür.

Gurbet Nedir?

Uhri: Özünde gurbet kavramı, gitmeyle, uzaklaşmayla, ayrılmayla ilgili bir durum. Bu kavramı genelde kalanların kullandığını görüyoruz. Gidenin arkasından “gurbete gitti” gibi ifadelerle kalanlar kullanır. Kavram bizden neyi gizliyor diye bakarsak kavram gideni tarif eden değil, gidenlerle birlikte feodal yapıdaki çözülmeyi örneğin baba evinden uzaklaşmayı, moderniteyle ya da şehirleşmeyle gelen değişime ayak uyduramamayı gizliyor diye düşünüyorum.

Hüsamettin: Kalanlar, gidenler için gurbet heykeli gibidir. Gitmek mi? Kalmak mı? Zor bir karar…

Tamer: Türk Halk Müziğinde bu tip eserlere rastlanır. Her yer kendisi için gurbet olan insanlar vardır. İnsanın kendini ait hissettiği bir yer olmaması zor. Medeniyet teke iniyor. Günümüzde insan kültür şoklarını maddi ve kavramsal olarak artık yaşamıyor. Gurbet, aslında kendinden olan insanlarla beraber olamamaktan çıkıyor. Hasret çekiliyor mu? Bedensellikten zihinselliğe geçiş var.  Dijitalleşmeyle bu durumu aştığımızı düşünüyorum.

Onur: Hüzün barındırır. İnsanın kendini ait hissetmediği bir alanda gurbettedir. Hayatın kendisi de gurbettir. Varoluşçu felsefeden bakarsak gurbet içimizdedir. Yaşamın kendisi gurbet. Gurbet benliğimi de bitirdi bir şekilde.

Saliha: Dışlanmış hissedenler kulübü, aidiyet sorunu yaşayanların bulunduğu yerdir. Eviniz bile olabilir. Ölümü tasvir ediş şeklimizde de kendini gösterir: “Öbür dünyaya göç etti.” Dünyada küreselleşme ile başlayan bir göç yaşamı var. Gurbet, aidiyetsizliğin güzel bir şey olacağı pazarlanarak normalleştiriliyor.

Hamdi: Ait hissetmediğin her yer gurbettir. Dönmek istediğimiz geçmişle, oraya ait hissetmediğimiz yer de gurbettir.

Ayda: Aidiyetsizlik ile değersizliği, değersiz hissetmeyi birbirinden nasıl ayıracağız? Giden için başlangıçta böyle olabilir ama sonrasında gittiğimiz yere alışıyoruz. Ayrılık olmadan gurbet olur mu? Coğrafi değişiklik olmazsa gurbet olur mu? Küçük prensi hatırlayalım, gezegenleri geziyordu ve kendi gülünü özlüyordu.  Gurbet, kendimize dair özlediğimiz değerlerdir.

Kudret: Hayat bir defterse, yeni sayfa açmaktır.

Tiya: Gurbet, hayatın kendisidir. Alıştığım ve yalnızlaştıran bir durum, enteresan bir süreç… Gurbetin temeli aileden uzak olmak ve alıştığın yerden uzak olmaktır bence ciddi bir handikaptır.

Hasan: Kavramın iki temel öznesi var. Gurbete yollayan ve gurbette olan olarak isimlendirebiliriz. Kendini güvende konforlu hissettiği, karşılıklı parçası olduğu yerden gitmek işidir. Gurbete yollayan için daha zor gibi duruyor. Kişisel deneyim ve karşılıkları üzerinden konuştuğumuz için ait olma, güvende hissetme kavramları öne çıkıyor. Başlangıçta bir korku da eşlik ediyor. Karanlık, bilmediğimiz bir şeye, bir belirsizliğe yönelme gibiyken, durum netleştikçe güven çemberi oluşuyor.

Kiper: Sanki eskiye oranla günümüzde gurbet duygusu yerini belki ağır sayılabilecek bir fiziksel özlem duygusuna bırakıyor. Gurbet duygusu, teknolojik imkanların artması ile -mektubun yerini görüntülü konuşmanın alması vs- bir miktar küçülüyor, ne dersiniz?

Uhri: Gurbet, yalnızlığa gönderme yapan bir kavram. İnsanın başka bir yerde kendisini yabancı hissetmesinden ayrıdır. Mensubu olduğun kültüre doğarsın, aidiyet bağların vardır. Gurbet mensubiyetinle aranda oluşan mesafeyle gelen yalnızlık hissini tetikliyor.

Kiper: Gidenle kalan arasında zaman tutulması ya da “o ana hapis” olabilir mi? Giden de kalan da zaman geçmemiş, hiçbir şey değişmemiş gibi davranma eğiliminde olmuyor mu?

Mehmet: Almanya’ya 1960’larda ilk gurbetçiler gitmiş, Almanya’ya gidince “Türk” memleketlerine dönünce “Almancı” olmuşlar. Gurbet, yaklaşım anlamında, sıkıntı, tasa ve keder barındırır. Çözümü aynı kalmışlık hissinin bozulacağını idrak etmek gerekiyor.

Gurbet Nedir? (55. Oturum)

Ayda: Gurbette olan kişi ile iletişim kuruyoruz.

Kubilay: “Gurbet” zor bir şey ama farklı bir coğrafya, farklı bir iklim de insana çok şey katıyor. Dünya bir tiyatro sahnesi olsa da gurbetteyken kendi milletinizle sağlam ilişki de olması gerekiyor.

Tunç: Ya Sezar’ın döneceği bir Roma olmasaydı? Aynı ülke içerisinde de başka bölgelere göçle gurbetin yaşanabildiğini de unutmayalım.

Mehmet: Kendi evinizde, odanızda gurbette olabilirsin ya da böyle hissedebilirsin. İç yolculuğunuzla alakalı da olabilir.

Hamdi: Hayat sizi gurbete alıştırabiliyor. Gurbeti yaşamak zorunda da bırakabiliyor. Aileniz yoksa, benim gibi bana neresi gurbet, neresi sıla?

Misfit – Raimi Sani

Kiper: Yirminci yüzyılın ikinci yarısında ülke içinde doğudan batıya doğru hızlı bir göç dalgası var. İnsanlar köylerinden daha önce şehre gelmiş kendi köyünden birinin yanına geliyor, sığınıyor. Bize anlatılan hikayelerde yeni gelenin, daha önce gelen tarafından kazıklanma, kullanılma hikayeleri var. Gurbete yeni çıkana eski çıkanın bu tavrını hızlı adaptasyon için yapılmış bir iyilik olarak yorumlayabilir miyiz?

Uhri: Gurbet diye bir kavrama neden ihtiyaç duymuşuz, duyuyoruz? Gurbet ele gitmektir. Gurbeti yaşayanı değil, diğerlerini korkutmak, gitmenin üstüne olumsuz bir algı yaratmak için kullanılıyor. İçinde bulunduğun topluma tutunacak değer bulamıyorsa, git oradaki değere tutun diye teşvik ediyor. Aidiyeti başka bir elde (yaban, tanıdık olmayan yöre) tamamlama ihtiyacıdır. Toplum içindeki olası çözülmeyi engellemek için bulunmuş gibi görünüyor.

Kiper: Göçebenin gurbeti olur mu?

YSF: Gurbet kelimesi bizde hicran, melodi ve hatıra ile anlaşılmış. Ya içinde savaş var ya beslenme sorunu vs. var. Gittiğiniz yerde sizi garibanlık veya gecekondular bekliyor. Avrupa’ya baktığımızda o ülkelerinin gurbet anlayışı daha farklı. Gurbet, Anadolu, Orta Doğu Halklarının acıklı hayat hikayelerini kaderleri bilmesi gibi görünüyor. Kelime önce edebiyatta özellikle şiirle sonra müzikte arabeskle (Müslüm Gürses vb.) ile destansı bir anlam kazanmış. Batıda farklı ülkelere gidenlere “expat” diyoruz. Yeni deneyimlere açık insanlar olarak görüyoruz. Gurbet anlayışını globalleşme içinde düşünüp destanlaşan önemini yitirmesi lazım.

Illegal immigrants – Anesti Duka

Gazanfer: Can taşıdığınız sürece vardır. Çevrenizle sağlıklı bir uyum varsa, gurbet kavramı sizi o kadar da ilgilendirmiyor. Uyum sağlayamadığınızda memleket diye bağırmaya başlıyorsun.

Uhri: Göçebenin gurbetini olur mu, evet olur. Kıbrıs’ta adanın Osmanlıya geçmesi ile çingeneler (zorunlu göçe tabi olduğu için) gurbetler denir. İşin içinde “gönülsüzlük” varsa, zorunlu göç varsa gurbettelerdir. Hayatı göçebelikle geçen biri içinse gurbet yoktur.

Hasan: Zorunlu göç; doğal afet, sel, heyelan vs. ile veya devletin zoruyla da olabiliyor. 1979 depremi sonrasında Sakarya’dan Antalya’ya zorunlu göçenler hala gurbette olduklarını söyler. 

Hakan Şenbir: Gurbet nasıl bir mesafe? Ne kadar bir uzaklığa gurbet dememiz gerekir? Nasıl bir duygu taşır? Gurbet insanın kendini kırılgan hissettiği bir coğrafyada olmasıdır.

Kiper: İnsan ne kadar güçlü olursa olsun; kırılgan olma durumu zamanla artıyor ya da değişiyor. Zihninizdeki “toprak ya da memleket” her ne ise, insanın kendini kırılgan hissettiği bir coğrafyada kırılgan hissetmediği bir coğrafyayı özlemesidir. Mesafeye göre gurbet oranı artar mı? 

Tamer: Kendi algı kalıplarımızla, tanım değişiyor. Kavram adı aynı kalır. Gurbetin bizim için anlamsal yanı ne? Bazı duygululukları ondan mı yaşıyoruz? Koşulları ne? Mahiyeti ne? Doğada evrilme var, dönüşme var. İlerleme şeklinde bir dönüşüm var. Düşünsel olarak da var. Sosyal bir evrim sonucu insan, bilim ve felsefe yapıyor. Kültür şoku insanı gurbette ya da bunalımlı hissedebilir. Küreselleştirme ile dünyada kültür de teke iniyor. Bu çağda sistem var! Gurbetle hissetmem – anlamsal mı? Bedensel mi? Koşulu ne? Gurbeti hissettiren şeyin sebebi ne?

Hakan Şenbir: Alain de Botton, “Statü Endişesi” kitabında konfor alanı kaybolursa, ne olacağını detaylıca anlatır. Mübadele sırasında, Karamanlılar vardı. Anadolu’da Ortodoks Hristiyanlaşan Türklerdi. Türk olmaları, gittikleri yerde dinleri oldukları yerde kırılganlık yaratmış. Statünün kaybolmasıyla taşıdıkları değerlerin biri ya da birkaçı oldukları yerde de olumlu karşılanmamış.

Uhri: Gurbete dair anlatısal kimliğimiz “Züğürt Ağa” filmine benziyor.

Kiper: Suriye’den Türkiye’ye gelenler gurbetteler mi?

Uhri: Onlar gurbetle hissediyor.

Hasan: İnsan, kendi kültür havuzundan geldiği insanlarla olmak istiyor. Güvenlik alanı oluşturmaya meyilliler.

Tamer: Uluslar üstü medeniyet oluştuğu bu çağdaş gurbet kavramı ortadan kalkabilir.

Kiper: Mikro gurbetleri ne yapacağız?  Aslen nerelisin? Memleket neresi? Bu sorular, bu memleketin değişmezi gibi duruyor.

Hamdi: Gurbeti oluşturan şartlar nedir? Ait hissettiğin yer neresi? Gurbette olman tanıdık yüz, bir şey arar. İnsan sosyal bir varlık. Gurbet, tanınmadığı yere gitmek, tek başına kalması. Yardım edecek birini bulamamaktır.

Gurbet01

Image 1 of 9

Gurbet Nedir? (56. Oturum)

The Migration Series - Jacop Lawrence -Gurbet Nedir
The Migration Series – Jacop Lawrence

Kiper: Tek oturumla kavramı çekiştirmeyi tamamlayamadığımız hususunda mutabık olduğumuz için ikinci oturumla devam ediyoruz. Özeti de sizlere sunduktan sonra şu soruyla oturuma başlayalım: Gurbete yollayan taraf için gurbetin anlamı nedir?

Seda: Bence kırgınlık oluyor. Kalan için gurbet zor, giden için heyecan var, yenilik var. Kök saldığı yerden uzaklaşana kök saldığın yerden bakmak kolay değil.

Mehmet: İnsan zaten eksik bir varlıkken, kalan daha da eksik hissediyor. Kalan olmanın çok yıpratıcı bir durum olduğunu düşünüyorum. Ben bir kalandım. Sıla da kalan hep eksiktir. Kalana etrafın bakışı da farklı. Gurbet hem kalan hem giden için mücadele gerektiren acı bir durum.

Ayda: Kalan gurbeti olmayandır ama kalanlar da gurbetçidir. Geride kalanın da bir şekilde gurbetsiz olduğunu düşünüyorum.

Özgür: Giden için yeni heyecanlar barındırsa da ayrılığı da barındırıyor. Kalan, giden adına mutlu ve ayrılık hüznüyle boğuşuyor. Gurbet özlemdir. Çocuğu üniversiteye yollamak bence iyi bir örneği.

Hasan: Çocuğunun evlenip uzağa gitmesi gurbet midir?

Özgür: Bir başka mahalleye gitmesi bile ebeveyn açısından gurbettir. Gurbeti yaratan şey fiziksel mesafenin duygusal bağlamı. Sevgi akışı sağlanıyorsa fiziksel mesafenin yarattığı yoksunluk çekilir sadece.

Sinan: Kalan tarafım ağır bastı. Yaşadığım coğrafyada köklerim var, anılarım var, çocukluğum var. Gurbette geçici mutluluklar vardır.

Umut: Ben konuyu başka bir bağlamda ele almak istiyorum. “Ben kendime gurbet oldum. İçim garip dışım garip.” İnsanın kendisine, kendi içinde gurbeti yaşatır. Bazen olduğum yere de ne işim var burada diyorum. İnsan kendine de gurbet olduğunu düşünüyorum. İnsan bazen ben bu değilim diyebiliyor.

Misfit Writer- David Lock

Uhri: Aradan zaman geçince kendime aynada baktığımda ne işim var bu insanın içinde diyorum. Bu anlamda iyi anladığımı düşünüyorum. Pekiyi, kavram nereden geliyor? Freud, “Uygarlığı Huzursuzluğu” (Unbehagen in der Kultur) kitabında, insan bu dünyaya yalnız gelir, içinde bulunduğu kültür ona sunumlar yapar. İnsan kültürün bağlarını kabul edip o toplumun ferdi haline gelir. Dolayısıyla insan bu söylediklerini bilinçlerinde taşır. İçindeki kültür sınırıyla insan başka ulusların kültürlerine de imrenir.  Gittiğinde o imrendiği kültüre bağlanması bu nedenlerle de zor bir süreçtir. Tarif etmeye çalıştığımız şey bilinçdışı bir kavram. Gurbet bizi kendi yalnızlığımızla yüzleştiren bir kavram çünkü bazen de başkası bizi gurbette görüyor. Elle tutulurken, elimizden kaçan bir kavram.

Kiper: Biz öyle ya da böyle gurbeti sosyoekonomik olarak bizden daha iyi durumda olan ülkelere gittiğimizde hissediyoruz ya da dillendiriyoruz. Türkiye’den kalkıp Asya’da bir ülkeye gittiğimizde, bir amaç için yola çıktığımızda geride bıraktıklarımız da böyle adlandırmıyor. Ne düşünüyorsunuz?

Uhri: Freud’un söylediği tam da bu. İmrenme ve üst kültür olarak algıladığımızda gurbet kavramı gündeme geliyor.  Robinson’un adaya düşmesi bu nedenle gurbet değil kaza olarak adlandırılıyor. Gitmenin, yanlış bir şey olmadan, hatta kimi zaman yeni kuşakları bile orada oluşturarak, kalanın gideni haklı görmesiyle ve gidenin kendi yalnızlığı ile gittiğini kabul etmesiyle oluşuyor.

Neri: Aynı anda hem çok şey hem de hiçbir şey. Evden yoksun olma var ki ben bunu duygusal olarak anlıyorum.  Gurbetten döndüğünde ya da dönemediğinde bir yerden gittiğinde bıraktığın yerdeki insanlar da sen de artık eskisi gibi kalmıyor.

Ferda: Kelime kökeni “Garp (batı), Garabet, Gariban” kavramlarına da gönderme yapıyor. İnsan kendine duygularına uzaklaşınca gurbette olmaz garip olur.

Kiper: Göçebeliğin gurbeti var mıdır? Kelime kökeni olarak.

Ferda: Göçebenin gurbeti vardır sılası yoktur.

Hasan: Kalan için hem gurbete gidenin daha iyi olmasını umudunuz, sevinciniz vardır. Bir yandan da korkularınız vardır. Kalan tedirgindir. Duygusal tarafı ağır bir kavram olsa da bilişsel bir tarafı da var. Genel olarak gidene dair korkularımızı bu bilişsel taraf besler.

Memories of İmmgrant – Cristina Bernazzani

Gurbet Nedir? (56. Oturum)

Kiper: Terkedilmeyi rasyonelize edecek neye tutunuyor kalan?

Uhri: Gurbetin içinde yalnızlık hissi olduğu gibi üstü kapalı bir özgürlük hissi de var. Kavramı aydınlatmayı çalışmanın sözcüklerle mümkün olduğunu düşünüyorum. İşyerindeki arkadaş, istifa edip gittiğinde gurbetten bahsetmek mümkün mü?  Gurbet nerede?

Kiper: Gurbet olmak yetişememek ile genel olarak dillendiriliyor. Ailemden biri hasta olsa ya da ölse hemen yetişememek en çok dillendirilen formlarından biridir. Özlem duygusunu dile getirmek yerine sanki bu söylemler bana gitmeyi başaranın yükselen vicdan sesi gibi geliyor…

Mehmet: Gurbete gönderilen kaldıraç yapıp kendini daha yukarıda tutabiliyor. Gönderenin içinde buna dair bir umut var yine de gurbette bilinmezlik var. Gurbetteyken bu nedenle cüzdanımda mutlaka bir miktar kenarda para bulurdu. Hicran da özlem de olsa gidince mesafe artınca bir miktar genişlemiş oluyorsunuz.

Ferda: Gurbetteyken iyi veya kötü – örneğin doğum ya da ölüm- ben bu paylaşımın içinde değilim.

Kiper: Giden, gittiği yere minimum düzeyde de olsa uyum sağlamak zorunda kalıyor. Sosyoekonomik durumları da değişiyor. Koşulları kalanlardan daha iyi diye vicdan azabı mı duyuyorlar?

The Stages of Life – Caspar David Friedrich

Ferda: Genelde giden olarak ben paylaşımın içinde değilim. Gidenin başına da birçok şey gelebilir. Tetikte yaşamaya alışmak da kolay değil. Kalanın durumu bence daha iyidir gidenin durumu değildir. Nihayetinde, ayağıma çamur bulaşsa da bu toprak benim toprağım, ne yapacağımı bilirim.

Kiper: Ne yapacağımı bilirim, sözü üstünden, bu durum özlemi daha da mı derinleştiriyor?

Sinan: Bu hayata geldiğimizde, kimimiz farklı nedenlerle farklı durumlarda kendimizi gurbette buluyoruz. Daha konforlu, daha iyi ekonomi, daha iyi sosyal hayat içindeyken mutsuzluğun nedeni nedir?  Gurbetle olanlara mutlu musun diye sorulduğunda mutluyum diyen az olduğu için bunu soruyorum. Gurbettekiler dönemiyor da kalamıyor da… Her şeyimiz var ama bir eksik tarafımız da var tamamlanmıyor, arada kalmak zor…

Özge: Ben 2008 yılından beri yurtdışında yaşıyorum ve mutluyum. Bu dünyada bir yere gitmeseler de ailesiz, akrabasız yaşayan onlarca insan var. Ben kendi kurduğum çekirdek ailemle burada mutluyum. Türkiye’de kendi alanımda ilerleme şansım yoktu, ABD’de var ve alanında değer gördüğüm için bu beni mutlu ediyor. Dönmeyi düşünmüyorum.

Kiper: Gurbete çıkabilmek için sizce belirli bir kişilik özelliği mi var?

Fatih: Ailesinin büyük kısmı gidenler için giden mi kalan mı gurbettedir? Ben feodal ilişkiler içinde büyüyen insanların gurbette yaşamalarının, alışmalarının zor olduğunu, farklı bir bilgi birikimleri varsa bunun onlara yardım edeceğini düşünüyorum.

Uhri: Gurbetten bahsederken sadece ayrılıktan söz etmiyoruz. Ayrılığın da içinde olduğu çok zengin bir kavramdan bahsediyoruz. Bu zenginlik nedeniyle kavramın zemininde bir kayganlık var. Bu nedenle kavramı referans alarak bir tanımlama yapmak oldukça zor.

Özgür: Afrika’ya gidene gurbetçi diyor muyuz?

Uhri: Bilinçli mesafeler, duygusal mesafeler oluşturmadığı sürece gurbet kavramını aklımıza getirmiyoruz.

Riding up front –Alexandra Burda

 Ayda: Benim kafam karıştı. Mutfaktaki anneme, yanımdaki sevgilime nasıl gurbette diyebilirim ki?

Özgür: Bence, gurbet senin kişi olarak görülmediğin bir alandır.

Ayda: Bu tanımladığımız gurbet mi, gurbette gibi hissetme mi?

Özgür: Eskiden insan için gurbet daha farklıydı. Görmek konuşmak yoktu, artık biraz daha farklı.

Kiper: Covid nedeniyle maske ve mesafe aramıza girdik. Şimdi o zaman hepimiz sılamızda gurbette miydik?

Özgür: Tabi ki değildik ama beş duyumuz üzerinden hangilerini kaybettik üzerinden gurbeti anlattım.

Mehmet: Gurbetle özlemi nasıl gideriyoruz ya da özlemi nasıl azaltabiliriz?

Güneş: Ben uzaklığı gurbet olarak görmüyorum. Aslında Arapçada uzaklık değil yabancılık olarak anlamlanıyor. Fikrinizden, duygunuzdan uzaklaşma da gurbettir. Fiziksel, duygusal, düşünsel, amaçsal gurbetimiz var. İran’a annemin cenazesine gittiğimde gurbeti yaşadım. Onlar başka boyutta düşünüyorlar, benim düşüncelerimden farklı. İnsanın düşünmesine, duygusuna yakın olan yer vatandır.

Mr. Ömer: Gurbet insanın nefsi ile alakalıdır. Özlediğimiz güzel günlerden ibarettir. İnsanın geçmişine olan özlemidir. Gurbetteki özlem, işçinin köyünü özlemesi değil köyünde çalışmadan kaygısız geçirdiği zamanları özlemesi de olabilir.  Geri dönmeyeceği günlere özlemi olabilir. Bir daha elde edemeyeceği anılardan ibarettir.

Levent: Kendi topluluğu dışında tek kalınan yer olarak düşünüyorum. Gurbet garip kelimesinden geliyor. Gurbetçiler bu nedenle akrabalarını getirmişler tek kalmamak için. Teklik dünyada teşvik ediliyor ama bizi garipleştiriyor.

Kiper: Birinci oturumda kavram konusunda daha nettik. Bu oturumda yabancılaşma ve yalnızlaşma ve yalnızlaştırmayı da dahil ederek konuştuğumuzdan asıl konudan uzaklaştığımızı düşünüyorum.

Hasan: Ne kadar çok bağımız varsa o kadar gurbet de vardır.

Ayda: Gurbet benim için yad eller demek, değiştirmeyeceğim.

Onur: Gurbetin sonucu olarak yabancılaşma geliyor/gelebiliyor. Gittiğinizde kalanlar için zamanın durduğunu düşündüğünüzden o yabancılaşma yaşanıyor.

Gurbet_02_02

Image 2 of 6

Yorum bırakın